BAĞYÜZÜ RAPORU - 6
BAĞYÜZÜ
/ ÇAMOBA / KÜÇÜKKÖY ODAK KÖYLERİN KARŞILAŞTIRILMASI
Ege’nin,
denize dik olarak uzanan dağlarıyla şekillenen eğimli topoğrafyası, coğrafi
bölgenin kıyısında yer alan Ayvalık kırsalında fazla yüksekliğe ulaşmayan
tepelerle sınırlı kalmaktadır.
Tarım ve yaşam alanlarının oluşmasına
imkan tanıyan eğimli yapı, çoğunluğu delice olan geniş zeytinliklerin,
tarım ve orman arazilerinin içinde yer alan yamaç yerleşimi özelliği
gösteren köylerin oluşmasına olanak sağlamıştır.
Söz konusu köylere örnek Çamoba ve
Bağyüzü’nün yerleşim yapısı, bir başka odak köy olarak belirlenen ve oba
yerleşimi olan Küçükköy’den bu anlamda farklılaşmaktadır.
Diğer taraftan tarımsal açıdan değerli
olan ama yerleşim açısından riskli olarak tanımlanan alana yerleşmiş olan
Küçükköy’ün diğer kırsal yerleşimlerle kıyaslandığında tarımsal üretimden
çok ikinci konut stoku ile sıkışık morfolojik biçimlenişi eğimli
topoğrafyalara yerleşse de, daha çok Lesbos yerleşimleriyle benzerlik göstermektedir.
Yaz-kış nüfusu arasında önemli farkların
oluşmasına neden olan ikincil konut kullanımı, özellikle restore edilmiş
eski evlerin nüfusuyla birleşince köyün canlılığını mevsimsel olarak da
farklılaştırmaktadır.
Köylerin genelinde özellikle yaz aylarında
mevsimsel nüfus artışını gözlemlemek mümkünse de Türkiye kırsalının temel
sorunu olan nüfus kaybı, Ayvalık geneline baktığımızda daha az endişe verici
bir manzaraya sahiptir.
Zira Çamoba ile birlikte bölgedeki köylerden
bazıları hali hazırda göç almakta ve bu sayede bölgede tarımsal
faaliyetler sürdürülebilmektedir.
Diğer taraftan Bağyüzü göç vermekte,
merkez köy olması ise bu sürecin işleyişine engel olamamaktadır.
Buna rağmen Bağyüzü, Ayvalık kırsalı
bütününde tarımsal ekonomi açısından en çok kalkınmış olan yerleşimlerden biri
olarak değerlendirilebilir.
Zeytin ve bamya üretimi dışında asıl
ekonomik gücünü oluşturan çam fıstığı önemli tarım ürünü olarak ön plana
çıkmaktadır.
Ekonomik faaliyet seçeneklerini çoğaltan
iklim yapısıyla Ayvalık, turizm için sıcak ve az yağışlı 6 aylık süreci
takip eden sonbahar ve kış aylarında gelen yağışlarla özellikle kurak
aylarda ihtiyaç duyduğu yeraltı sularını zenginleştirmektedir.
Söz konusu nedenle de kuru tarıma uygun
bir ürün olan zeytin için iklim son derece elverişlidir.
Türkiye’nin batısının en temel tarım
ürünlerinden biri olan zeytin, Ayvalık kırsalının tamamında görüldüğü
üzere Çamoba’nın da başlıca gelir kaynağıdır ve kısmen de olsa nüfusu ait
olduğu toprakta tutarak, bağlarını koparmasını engellemektedir.
Global ölçekte marka değerini ortaya
koymaya çalışan Ayvalık, zeytin ve zeytinyağı üretimindeki rolüyle
bölgenin tarım kültürünü bir takım etkinliklerin de konusu haline
getirmektedir.
Zeytinyağı Müzesi ve içinde yer alan
işlikleriyle zeytin ve zeytinyağının tanıtımını yaparken, Zeytin hasadıyla
kırsalın yaşamını ve üretim bilgisini paylaşmaktadır.
Zeytin dışında başka tarımsal ürünlerin de
yetiştiriciliğinin yapıldığı Küçükköy ile birlikte Çamoba’da ise küçükbaş
hayvancılık önemli bir geçim kaynağı olarak ön plana çıkmaktadır.
Tarımsal üretime ait farklılıklar,
özellikle yerleşimin kimliğine de belirgin bir şekilde sirayet etmiştir.
Konut parsel yerleşiminde tarımla
bağlantılı ek birimler, depolama alanları, ahırlar yerleşimin
biçimlenişini farklılaştırmaktadır.
Çamoba ve Bağyüzü’nde nispeten ayrık
nizamla konut parsel yerleşimi, müştemilatı biraz daha belirgin bir şekilde
ortaya çıkarırken; Küçükkköy’deki bitişik nizam yapılar ve özellikle
sokağa açılan giriş kapılarıyla görmeyi beklediğimiz tarımsal kimlikle
eşleşmeyen bir kırsal mimari tipolojisi oluşturmaktadır.
Çamoba da nüfusun canlı dinamik yapısı,
Bağyüzü’nde ekonomik kalkınmışlığın görece getirdiğ refah, Küçükköy’de
ise ikinci konut kullanımına yönelik restorasyon uygulamaları, yerleşimlerin
bakımlı olmasını sağlamaktadır.
Geleneksel mimaride çoğunlukla yığma taş
binalardan oluşan her üç yerleşimde de çok büyük ölçüde olmamakla
birlikte farklılaşan mimari karakterlerden bahsetmek mümkündür.
Bu farklılıklar kısmen sosyal donatıların
ve ortak kamusal mekânların biçimlenişiyle de etkileşim içindedir.
Bağyüzü’nün merkez köy olması, Küçükköy’ün
ise ikinci konut yoğunluğu nedeniyle sahip olduğu donatılar, Çamoba’ya
nazaran daha yeterli seviyededir.
Yakınlarındaki kırsal yerleşmelere de
hizmet veren bu donatılar genellikle köy meydanlarını çevrelemekte, bir
anlamda ticari merkez niteliği de taşımaktadır.
Küçük meydancıklar dışında hemen hemen her
köyde bulunan ana meydanlardan bazıları arnavut kaldırım
döşemeleriyle farklı bir mekânsallık yaratmaktadır.
Özellikle ara sokaklarda bu malzemenin
kullanım devamlılığı ise kamusal açık alan oranını artırırken, ara yüz
olarak konut ve bahçe duvarıyla estetik bir buluşma oluşturmaktadır.
Bölgeyi ziyaret eden turistlerin özellikle
uğrak yeri olan Küçükköy, bu kamusal alanların en güzel biçimlenişine
sahip olan yerleşimlerden biri olmakla birlikte; odak köy olarak seçilen üç köy
yerleşiminde de yollar rahat yürünebilir niteliktedir.
Köy içi yolların dışında genel ulaşımda
maalesef sorunlar yaşanmaktadır.
Küçükköy dışında yerleşimlere ulaşımda
aksamalar görülürken, yeterli sayıda ulaşım hizmeti de verilememektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder