Kentleşmenin Yeni Bileşeni: Göç ve Turizm
Rotterdam,
Hollanda’nın 750 bin nüfuslu bir şehri, dünyadaki modern mimarlık ürünleriyle
ünlü bir şehir.
Bu
özelliği mimarlık alanında kentin bütününü kapsayan bienal (2 yılda bir yapılan
etkinlik) yapmaya çok uygun.
Benim
için önemli olan, bu yıl ki bienal küratörü Vedran Mimica’nın açılışta
söyledikleridir.
“Dünyada her gün 150.000 kişi köylerden
kentlere göçüyor.
Yani
5 günde bir yeni Rotterdam kenti oluşuyor.
3
ayda bir New York kenti veya Şanghay kenti oluşuyor.”
“Bu yıl insanlık tarihi açısından bir dönüm
noktasıdır.
Çünkü
artık dünyadaki insanların yarısından fazlası, 2007 yılından itibaren “kentlerde”
yaşıyor.
Son
50 yılda dünya insanlarının 1/3’ü yer değiştirerek köylerden kentlere göç etti,
önümüzdeki 50 yılda da yeni bir 1/3 dünya insanının yine köylerden kentlere göç
etmesi bekleniyor.”
“Kentlerin oluşum, değişim ve gelişiminde
artık yeni 2 kavram göz önüne alınmak zorundadır; GÖÇ ve TURİZM.
Kentleri
yönlendiren politik ve ekonomik irade, bu 2 kavramı gelecek planlamalarında göz
önüne almazlarsa, doğru hedefler çizemezler.” …
Bilindiği
gibi bunlar üzerine düşünmenin ne kadar önemli olduğunu, kentimiz için yararlar
sağlayacağı defalarca yazdık.
Şimdi bir de uluslar arası platformlarda
uzmanlarca ifade edilmesi benim dikkatimi çekiyor.
Özellikle
göç ve turizm meselesi dikkatimizi çekiyor.
Olayın
sonucuna bakıldığında iki kavramda, insanların “yer değiştirmesi, devinimi ve
hareketi” üzerinden oluşuyor. Göç; zorluğun ve zorunluluğun ifadesidir.
Turizm
ise; keyfin ve keyfiyetin ifadesidir.
Her
iki durumun sonucu; kenti, kentleşmeyi ve kentliliği doğrudan etkiliyor.
Bu
konuda Çanakkale üzerine birkaç kelam etmesek olmaz.
Çanakkale kenti son 50 yılda, nüfus olarak 8
misli, alan olarak 12 misli büyümüş.
Yani
pek farkına varmasak ta, müthiş bir kentleşme ivmesine sahip.
Göçe
bağlı büyüme ve az da olsa doğurganlığa bağlı çoğalma, kentin gittikçe artan
özelliğidir.
“2000
yılı sonuçları itibarıyla Çanakkale ili nüfusu, 464.975’tir.
Nüfusun % 46.36’sı (215.571 kişi) kent
merkezlerinde(il ve ilçe merkezlerinde), %53.64’ü (249.404) ise kırsal kesimde
(köyler ve bucaklarda) yaşamaktadır.
Aynı
verilere göre; Merkez ilçe’de 104.205 kişi yaşar, kentte(Çanakkale’de) 75.810
kişi (%73’ü) yaşamaktadır.”
Bu
ülkede, doğudan ve kuzeyden, batıya ve güneye göç devam ediyor.
Çanakkale
de bir batı kenti olarak bu göçü alacaktır.
Kendi
il sınırlarındaki kırsal nüfus, ülke ve dünya oranına göre çok yüksektir.
Çanakkale’nin
il merkezi olması, birçok hizmet ve olanağı bünyesinde barındırması, kentsel
değerleri içinde bulundurması, ilçe ve köylerinden göç almasının temel
belirleyicisidir.
Çanakkale
önümüzdeki süreçde, bir taraftan ulusal göç alacak, diğer taraftan kendi il
sınırlarından yerel göç alacaktır.
Avrupa’nın
birçok ülkesinde, kentlerde yaşam (kentli kültürüyle, kentlilik bilinciyle
yaşam) %93 mertebesine ulaşmıştır.
Türkiye
de bu oran henüz %62’dir.
Gelelim
Turizm meselesine, bu kentin bütün söylemleri turizm endekslidir.
Dünyada
insan refahının artması, gelir, üretim ve tüketimle orantılandırılır.
Fakat
refahın bir başka göstergesi de, bireysel kaynaklarını dünyayı gezip görmeğe
ayıran insan oranı üzerinedir.
Bilişim
ve iletişimin de artmasıyla, insanlar küçülen dünyanın her tarafına gitmek,
görmek, dokunmak, solumak, bir gün bile olsa oradaki insanlarla yaşamak, yerel
tarihe ve kültüre ortak olmak istiyor.
İl
sınırlarına gelen yıllık turist sayısı 4 milyon civarına ulaşmıştır.
Bu
rakam, Türkiye nüfusunun %5’idir.
Bu
sayının büyük çoğunluğu kentle direk ilişki kurmakta, fakat barınamamaktadır.
Önümüzdeki
dönemlerde, insanlar daha fazla gezmek, görmek isteyeceklerdir.
Çanakkale’ye
gelen turist sayısı da artacaktır.
Dolayısıyla,
Çanakkale’nin “politik, ekonomik, akademik, toplumsal iradesi”, size
sesleniyoruz, gelecek planlamanızda “turizm” ve turizme bağlı büyüme ne kadar
önemli bir hedef oluşturuyor?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder