4 Kasım 2022 Cuma

BERGAMA - 2

 BERGAMA VE TURİZM - 2

 

KÜLTÜREL ÇEKİCİLİKLER

 Tarihsel Geçmiş, Arkeolojik Alanlar ve Eserler

 Bergama'nın Prehistorik donemlerden beri bir yerleşme yeri olduğu bilinmektedir.

 Hellenistik Döneme ait dunyaca unlu Zeus Sunağı, Athena Tapınağı, Akropol en onemli tarihsel ve kulturel zenginliklerin başında gelmektedir.

  İ.O. 4. yuzyıldan beri varlığı bilinen Asklepion Kutsal Alanı dunyanın ilk telkinle tedavi merkezi olarak anılmaktadır.

 Trajan tapınağı ise Roma Dönemi’nin en seckin eserleri arasında değerlendirilmektedir.

 Serapis Tapınağı heybetli yapısı ile dikkat cekmektedir.

 Bergama, 150 yıl boyunca Hellenistik Dönemin en gorkemli kultur ve sanat merkezlerinden biri olmuştur.

Zeus Sunağı, Athena Tapınağı, Kütüphane, Büyük Saray, Tiyatro, Kent Duvarı bu donemde inşa edilmiştir.

Bergama Akropolü gunumuzde en önemli kulturel cekicilik kaynağı olarak, antik Pergamon kentine ait kalıntıların olduğu yerde 330 m yukseklikte,

Bergama kent merkezinin 4 km kuzeydoğusunda bulunmaktadır.

 Burada, dunyaca unlu Zeus Sunağı’nın kalıntıları da yer almaktadır.

  Kentin en onemli tapınağı Athena Tapınağı'ndan, gunumuze yalnızca temelin bazı parcaları kalmıştır.

 Trajan Tapınağı, Akropol'un en yüksek yerindedir.

  Tapınağın restorasyonu 1976 yılından beri yapılmakta olup halen, devam etmektedir.

 Dionysos Tapınağı, Bergamalılar tarafından ozel bir duşunce ile butun gezi yerine egemen olacak bir şekilde inşa edilmiştir.

 Bergama Kütüphanesi, Kral Eumenes II zamanında yapılmıştır.

 Kaynaklar, Bergama kutuphanesinde 200 bin cilt el yazmasının bulunduğunu belirtmektedir.

 Bergama Tiyatrosu dik bir yamaç uzerine yukselen etkileyici gorunumuyle Hellenistik Donemin en guzel mimari eserlerinden biridir.

 Butun yukarı kent yapıları bu eser cevresinde yelpaze şeklinde yer almış, boylece tiyatronun gorkemliliği ve cekiciliği artmıştır.

 Bergama, Roma Döneminde de önemli bir merkez özelliğine sahiptir.

Bergama’daki Trajan tapınağının tamamlanmasıyla piskoposluk merkezi olma ozelliği devam etmiştir.

 Roma donemi Bergama kenti, Selinos Çayı ile Asklepion arasında kalan bolgede bulunuyordu.

 Mısır tanrılarına adanan Serapis Tapınağı, Bergama'nın en buyuk yapısı olup, kırmızı tuğla ile inşa edildiği icin halk tarafından “Kızılavlu” olarak adlandırılmaktadır.

 Yapının ust kısımlarındaki mermer kuşaklar bugun de yerlerinde durmaktadır.

Bizans doneminde ana yapı, ozellikle apsis kısmında yapılan buyuk değişikliklerle kiliseye cevrilmiştir .

Asklepion kutsal alanının İ.O. 4. yuzyıldan beri var olduğu ve Hellenistik donemde geliştiği, ancak en parlak donemini İ.S. 2. yuzyılda yaşadığı ileri surulmektedir.

 Roma doneminde Asklepion'a 820 m uzunluğundaki sutunlu Kutsal Yol ile gidiliyordu.

 Son yıllarda yapılan kazılarda bu yolun ikinci ve en önemli kısmı ortaya cıkarılmıştır.

 Asklepion’da Satyros ve Galenos gibi buyuk hekimler yaşamış ve ders vermişlerdir.

Asklepion’da genellikle psikoterapi ve fizyoterapinin  bugun halen kullanılan ceşitli yöntemleri uygulanmaktaydı.

 Su ve camur banyoları, masajlar, siyah otlar, kremler ve yağlanmalar en onemli tedavi şekilleriydi.

 Ayrıca kutsal su iciliyor, aclık ve susuzluk kurleri uygulanıyor, havada koşular duzenleniyordu.

Hastaların ne şekilde iyileşeceklerini rüyalarında gormeleri sağlanıyordu.

Bunun icin inşa edilmiş uyku odaları vardı.

Tiyatroda torenler yapılıyor, müzik eşliğinde ruhsal tedavi uygulanıyordu.

Asklepion’da yıkanmaya ilişkin uc havuz ve icmek icin bir ceşme vardı.

Şifanın tanrı Asklepios'dan geldiğine inanıldığı icin buradaki her şeyin kutsal olduğu kabul ediliyordu.

Asklepion'un en onemli ve en guzel yapısı Asklepion Tapınağı'dır.

Bizans döneminde Bergama, Hellen ozelliklerini devam ettirmiş ancak eski ununu ve ustunluğunu yitirmeye başlamıştır.

Bu donemde, Hıristiyanlığın yedi kilisesinden birinin Bergama’da Kızılavlu icinde yer aldığı ileri surulmektedir.

Selçuklu ve Osmanlı döneminde Bergama’da Turk İslam eserleri yukselirken, antik doneme ait yapılar ilgi gormemiştir.

 Selcuklu Donemi yapılarıda bol olmak uzere dort tanedir.

Yazıtları bulunamayan hamamlarda zengin mermer işlemeciliği dikkat cekmektedir.

 Bergama'da tarihi köprülerden, Bergama-Kınık yolu uzerinde (gunumuzde kullanılmıyor) Bergama'ya 5 km uzaklıktaki Kayın koprusu, Sindel ve Kaşıkcı koyleri arasında Bakırcay uzerindeki Şeytan Köprüsü ornek verilebilir.

 Bergama Bedesten'i, Şadırvan Caddesinde olup, XVI-XVII. yuzyıllarda yapıldığı sanılmaktadır.

 Bedesten gunumuzde de kullanılmaktadır.

 Bergama'daki mezar taşları, uc ayrı donemin damgasını taşıyan, sanat tarihi acısından değeri olan, tarihi olaylara ışık tutan onemli kişilere aittir.

 Bergama-İvrindi karayolunun 18. km’sinde, Bergama'nın kuzeydoğusunda, Yortanlı Barajı golet alanının tam ortasında, Paşa Ilıcası Mevkii’nde yer alan Allianoi’de 1998 yılından bu yana, kurtarma kazı çalışmaları devam etmektedir

  Allianoi'nin kucuk bir termal merkez olduğu sanılmaktadır.

Allianoi’de, Roma İmparatorluk Donemi’nde (İ.S.II. yuzyıl) kult merkezinde, Anadolu’nun pek cok yerinde ve Pergamon’daki Asklepion’da olduğu gibi buyuk bir bayındırlık faaliyeti yaşanmıştır.

Kult merkezinde mevcut binaların buyuk bir kısmı bu doneme aittir.

 Ilıcanın yanı sıra, kopruler, caddeler, sokaklar, insulalar, geciş yapısı, propylon, ve nympheum bu donemde planlanmıştır.

 Bizans Donemi, Allianoi’de yoğun yerleşimin gorulduğu donemdir.

 Yapılmakta olan barajın 40-60 yıl arasında omru olduğu, bu sure icinde barajın golet alanında aluvyon birikeceği tahmin edilmektedir.

Allianoi boylece yaklaşık 12-15 m’lik aluvyal dolgu altında kalacaktır.

Kozak Yaylası’nda da birtakım antik yerleşme kalıntıları bulunmaktadır.

 Perperene antik kentinin kalıntıları, Aşağıbey koyunun Çakıl Yaylası’nda 1 km), Ayvalık- Bergama karayolu uzerindedir.

 Bergama Krallığı doneminde yaylalardaki verimli tarımsal alanların değerlendirilmesi amacıyla bir yayla yerleşmesi olarak kurulduğu sanılmaktadır.

 Perperene’nin kucuk bir Akropol icinde 2000 seyirci kapasiteli tiyatrosu, tapınak, agora ve hamam gibi yapıları bilinmekle beraber, bugun gormek mumkun değildir.

Bu cevredeki Okcular koyunde Roma ve Bizans ozelliklerini yansıtan Okcular kalesinin sur duvarları ayakta kalmıştır.  

Askeri ve savunma ozellikleri ağır basan kalede ev, saray, tapınak temelleri ve sarnıçlar gorulebilmektedir.

Gobeller koyunun Roma ve Bizans doneminde dinsel bir merkez olduğu ve Hıristiyan kesişlerin burada konakladığı ileri surulmektedir.

Asar Tepe’ye doğru cıktıkca kayalara oyulmuş mezarlar ve lahit kapakları gorulebilmektedir.

 Kıranlı koyunde ise kucuk bir kilise kalıntısı bulunmuştur.

Bergama Müzesi'nin temeli 1933 yılında İzmir Valisi Kazım Dirik tarafından atılmış ve 1936'da hizmete acılmıştır.

 Muzenin oluşturulmasında Osman Bayatlı'nın gayretleri buyuktur

 Bergama Muzesi’nde, Akropol, Asklepion ve Kızılavlu’daki kazılardan elde edilen, eserlerin yanı sıra, bahcede lahitler, yazıtlar, kabartmalar ve heykeller sergilenmektedir.

 Muzenin Etnografya Salonu’nda Turk-İslam sanatına ait eserleri (Bergama ve Anadolu’nun ceşitli yorelerine ait halı, kilim, bez dokuma ve el işleri, dokumaların yapıldığı tezgahlar, dokuma ile ilgili aletler ve Turk muzik aletlerinden cura, zilli maşa, def, cift dilli kaval gibi aletler vd) gormek mumkundur.

Uluslararası Bergama Kermesi, 1938 yılından beri yapılmakta olup gunumuzde Bergama Belediyesi tarafından organize edilmektedir.

 Ulkemizin en eski ve buyuk kermeslerinden biridir.

 Kermes, eski Turk sporlarını ve eğlencelerini yaşatmak uzere bir organizasyonla başlamıştır.

 Kermesin kurucusu İzmir eski Valisi Fazlı Gulec'tir.

 Gecmiş yıllarda kermes Bergamalıların uretimlerini,  kulturel miraslarını sergiledikleri sosyo-ekonomik bir etkinlik olmuştur.

 Gunumuz kermesi, başlangıc kermeslerinden farklılık gostermektedir.

 Yoreye ozgu oyun ve eğlencelerin yanı sıra sanatcılar konserler vermekte, forum, sempozyum ve paneller, yazarlarla soyleşiler, film gosterileri ve çeşitli sergiler duzenlenmektedir.

 Ayrıca, tavla, dama, satranç yarışmaları yapılmakta, halk oyunları oynanmaktadır.

Uluslararası bir nitelik kazanan Bergama Kermesi 2011 yılında 73. kez yapılmıştır.

 Kermesin bir gunu geleneksel olarak Kozak'a ayrılmaktadır.

Piknik havası içinde gecen Kozak gununde, yerli, yabancı turistlere halk oyunları ile Kozak yoresine ait el işleri, kıyafetleri tanıtılmakta, Kozak’ta granit taşı, şarabı ve cam fıstığı sergisi duzenlenmektedir.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Kentleşmenin Yeni Bileşeni: Göç ve Turizm   Rotterdam, Hollanda’nın 750 bin nüfuslu bir şehri, dünyadaki modern mimarlık ürünleriyle ü...