BERGAMA VE TURİZM - 2
KÜLTÜREL ÇEKİCİLİKLER
Tarihsel Geçmiş, Arkeolojik Alanlar ve Eserler
Bergama'nın Prehistorik donemlerden
beri bir yerleşme yeri olduğu bilinmektedir.
Hellenistik Döneme ait dunyaca
unlu Zeus Sunağı, Athena Tapınağı, Akropol en onemli tarihsel ve
kulturel zenginliklerin başında gelmektedir.
İ.O. 4. yuzyıldan beri varlığı
bilinen Asklepion Kutsal Alanı dunyanın ilk telkinle tedavi merkezi
olarak anılmaktadır.
Trajan tapınağı ise Roma Dönemi’nin en
seckin eserleri arasında değerlendirilmektedir.
Serapis Tapınağı heybetli yapısı ile dikkat
cekmektedir.
Bergama, 150 yıl boyunca Hellenistik
Dönemin en gorkemli kultur ve sanat merkezlerinden biri olmuştur.
Zeus Sunağı, Athena Tapınağı, Kütüphane, Büyük Saray,
Tiyatro, Kent Duvarı bu donemde inşa edilmiştir.
Bergama Akropolü gunumuzde en önemli kulturel
cekicilik kaynağı olarak, antik Pergamon kentine ait kalıntıların olduğu yerde
330 m yukseklikte,
Bergama kent merkezinin 4 km kuzeydoğusunda bulunmaktadır.
Burada, dunyaca unlu Zeus Sunağı’nın kalıntıları
da yer almaktadır.
Kentin en onemli tapınağı Athena
Tapınağı'ndan, gunumuze yalnızca temelin bazı parcaları kalmıştır.
Trajan Tapınağı, Akropol'un en yüksek
yerindedir.
Tapınağın restorasyonu 1976 yılından beri
yapılmakta olup halen, devam etmektedir.
Dionysos Tapınağı, Bergamalılar tarafından ozel
bir duşunce ile butun gezi yerine egemen olacak bir şekilde inşa
edilmiştir.
Bergama Kütüphanesi, Kral Eumenes
II zamanında yapılmıştır.
Kaynaklar, Bergama kutuphanesinde 200 bin cilt
el yazmasının bulunduğunu belirtmektedir.
Bergama Tiyatrosu dik bir yamaç uzerine yukselen
etkileyici gorunumuyle Hellenistik Donemin en guzel mimari eserlerinden
biridir.
Butun yukarı kent yapıları bu eser cevresinde
yelpaze şeklinde yer almış, boylece tiyatronun gorkemliliği ve cekiciliği
artmıştır.
Bergama, Roma Döneminde de önemli bir merkez
özelliğine sahiptir.
Bergama’daki Trajan tapınağının tamamlanmasıyla
piskoposluk merkezi olma ozelliği devam etmiştir.
Roma donemi Bergama kenti, Selinos
Çayı ile Asklepion arasında kalan bolgede bulunuyordu.
Mısır tanrılarına adanan Serapis Tapınağı,
Bergama'nın en buyuk yapısı olup, kırmızı tuğla ile inşa edildiği icin halk
tarafından “Kızılavlu” olarak adlandırılmaktadır.
Yapının ust kısımlarındaki mermer kuşaklar bugun
de yerlerinde durmaktadır.
Bizans doneminde ana yapı, ozellikle apsis kısmında
yapılan buyuk değişikliklerle kiliseye cevrilmiştir .
Asklepion kutsal alanının İ.O. 4. yuzyıldan beri
var olduğu ve Hellenistik donemde geliştiği, ancak en parlak
donemini İ.S. 2. yuzyılda yaşadığı ileri surulmektedir.
Roma doneminde Asklepion'a 820 m
uzunluğundaki sutunlu Kutsal Yol ile gidiliyordu.
Son yıllarda yapılan kazılarda bu yolun
ikinci ve en önemli kısmı ortaya cıkarılmıştır.
Asklepion’da Satyros ve Galenos gibi
buyuk hekimler yaşamış ve ders vermişlerdir.
Asklepion’da genellikle psikoterapi ve fizyoterapinin bugun
halen kullanılan ceşitli yöntemleri uygulanmaktaydı.
Su ve camur banyoları, masajlar, siyah otlar,
kremler ve yağlanmalar en onemli tedavi şekilleriydi.
Ayrıca kutsal su iciliyor, aclık ve susuzluk
kurleri uygulanıyor, havada koşular duzenleniyordu.
Hastaların ne şekilde iyileşeceklerini rüyalarında
gormeleri sağlanıyordu.
Bunun icin inşa edilmiş uyku odaları vardı.
Tiyatroda torenler yapılıyor, müzik eşliğinde ruhsal
tedavi uygulanıyordu.
Asklepion’da yıkanmaya ilişkin uc havuz ve icmek icin
bir ceşme vardı.
Şifanın tanrı Asklepios'dan geldiğine inanıldığı
icin buradaki her şeyin kutsal olduğu kabul ediliyordu.
Asklepion'un en onemli ve en guzel
yapısı Asklepion Tapınağı'dır.
Bizans döneminde Bergama, Hellen ozelliklerini
devam ettirmiş ancak eski ununu ve ustunluğunu yitirmeye başlamıştır.
Bu donemde, Hıristiyanlığın yedi kilisesinden
birinin Bergama’da Kızılavlu icinde yer aldığı ileri
surulmektedir.
Selçuklu ve Osmanlı döneminde Bergama’da Turk
İslam eserleri yukselirken, antik doneme ait yapılar ilgi gormemiştir.
Selcuklu Donemi yapılarıda bol olmak uzere dort
tanedir.
Yazıtları bulunamayan hamamlarda zengin mermer
işlemeciliği dikkat cekmektedir.
Bergama'da tarihi köprülerden, Bergama-Kınık
yolu uzerinde (gunumuzde kullanılmıyor) Bergama'ya 5 km uzaklıktaki Kayın
koprusu, Sindel ve Kaşıkcı koyleri arasında Bakırcay
uzerindeki Şeytan Köprüsü ornek verilebilir.
Bergama Bedesten'i, Şadırvan Caddesinde olup, XVI-XVII.
yuzyıllarda yapıldığı sanılmaktadır.
Bedesten gunumuzde de kullanılmaktadır.
Bergama'daki mezar taşları, uc ayrı donemin
damgasını taşıyan, sanat tarihi acısından değeri olan, tarihi olaylara ışık
tutan onemli kişilere aittir.
Bergama-İvrindi karayolunun 18. km’sinde,
Bergama'nın kuzeydoğusunda, Yortanlı Barajı golet alanının tam ortasında, Paşa
Ilıcası Mevkii’nde yer alan Allianoi’de 1998 yılından bu yana,
kurtarma kazı çalışmaları devam etmektedir
Allianoi'nin kucuk bir termal merkez
olduğu sanılmaktadır.
Allianoi’de, Roma İmparatorluk Donemi’nde (İ.S.II.
yuzyıl) kult merkezinde, Anadolu’nun pek cok yerinde ve Pergamon’daki
Asklepion’da olduğu gibi buyuk bir bayındırlık faaliyeti yaşanmıştır.
Kult merkezinde mevcut binaların buyuk bir kısmı bu
doneme aittir.
Ilıcanın yanı sıra, kopruler, caddeler,
sokaklar, insulalar, geciş yapısı, propylon, ve nympheum bu donemde
planlanmıştır.
Bizans Donemi, Allianoi’de yoğun yerleşimin
gorulduğu donemdir.
Yapılmakta olan barajın 40-60 yıl arasında omru
olduğu, bu sure icinde barajın golet alanında aluvyon birikeceği tahmin
edilmektedir.
Allianoi boylece yaklaşık 12-15 m’lik aluvyal dolgu
altında kalacaktır.
Kozak Yaylası’nda da birtakım antik yerleşme
kalıntıları bulunmaktadır.
Perperene antik kentinin kalıntıları, Aşağıbey
koyunun Çakıl Yaylası’nda 1 km), Ayvalık- Bergama karayolu
uzerindedir.
Bergama Krallığı doneminde yaylalardaki
verimli tarımsal alanların değerlendirilmesi amacıyla bir yayla yerleşmesi
olarak kurulduğu sanılmaktadır.
Perperene’nin kucuk bir Akropol icinde 2000
seyirci kapasiteli tiyatrosu, tapınak, agora ve hamam gibi yapıları bilinmekle
beraber, bugun gormek mumkun değildir.
Bu cevredeki Okcular koyunde Roma ve Bizans
ozelliklerini yansıtan Okcular kalesinin sur duvarları ayakta
kalmıştır.
Askeri ve savunma ozellikleri ağır basan kalede ev,
saray, tapınak temelleri ve sarnıçlar gorulebilmektedir.
Gobeller koyunun Roma ve Bizans doneminde dinsel bir
merkez olduğu ve Hıristiyan kesişlerin burada konakladığı ileri
surulmektedir.
Asar Tepe’ye doğru cıktıkca kayalara oyulmuş
mezarlar ve lahit kapakları gorulebilmektedir.
Kıranlı koyunde ise kucuk bir kilise kalıntısı
bulunmuştur.
Bergama Müzesi'nin temeli 1933 yılında İzmir Valisi
Kazım Dirik tarafından atılmış ve 1936'da hizmete acılmıştır.
Muzenin oluşturulmasında Osman Bayatlı'nın
gayretleri buyuktur
Bergama Muzesi’nde, Akropol, Asklepion ve
Kızılavlu’daki kazılardan elde edilen, eserlerin yanı sıra, bahcede
lahitler, yazıtlar, kabartmalar ve heykeller sergilenmektedir.
Muzenin Etnografya Salonu’nda Turk-İslam
sanatına ait eserleri (Bergama ve Anadolu’nun ceşitli yorelerine ait halı,
kilim, bez dokuma ve el işleri, dokumaların yapıldığı tezgahlar, dokuma ile
ilgili aletler ve Turk muzik aletlerinden cura, zilli maşa, def, cift
dilli kaval gibi aletler vd) gormek mumkundur.
Uluslararası Bergama Kermesi, 1938 yılından beri
yapılmakta olup gunumuzde Bergama Belediyesi tarafından organize
edilmektedir.
Ulkemizin en eski ve buyuk kermeslerinden
biridir.
Kermes, eski Turk sporlarını ve eğlencelerini
yaşatmak uzere bir organizasyonla başlamıştır.
Kermesin kurucusu İzmir eski Valisi Fazlı
Gulec'tir.
Gecmiş yıllarda kermes Bergamalıların
uretimlerini, kulturel miraslarını sergiledikleri sosyo-ekonomik bir
etkinlik olmuştur.
Gunumuz kermesi, başlangıc kermeslerinden
farklılık gostermektedir.
Yoreye ozgu oyun ve eğlencelerin yanı sıra sanatcılar
konserler vermekte, forum, sempozyum ve paneller, yazarlarla soyleşiler, film
gosterileri ve çeşitli sergiler duzenlenmektedir.
Ayrıca, tavla, dama, satranç yarışmaları
yapılmakta, halk oyunları oynanmaktadır.
Uluslararası bir nitelik kazanan Bergama Kermesi 2011
yılında 73. kez yapılmıştır.
Kermesin bir gunu geleneksel olarak Kozak'a
ayrılmaktadır.
Piknik havası içinde gecen Kozak gununde, yerli,
yabancı turistlere halk oyunları ile Kozak yoresine ait el işleri,
kıyafetleri tanıtılmakta, Kozak’ta granit taşı, şarabı ve cam fıstığı
sergisi duzenlenmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder