3 Kasım 2022 Perşembe

BURHANİYE VE ALTERNATİF TURİZM

 

 

Dünyada hızla büyüyen turizm sektörü, ülkelerin kalkınmasında önemli rol oynamakta ve hızlı bir şekilde geliştiği görülmektedir.

Değişen ve gelişen bir sektör olarak turizm, farklı ve alternatif ürünler sunduğu sürece gelişimini devam ettirmektedir.

Dünyadaki gelişmelere paralel olarak Türkiye’de deniz kum-güneş üçlüsü ile şekillenen kıyı turizminin yanı sıra birçok alternatif turizm çeşitleri dikkati çekmektedir.

 Ülkemize yönelik turizm talebinin sürekli bir gelişme gösterdiği ve doğa ile uyumlu, bütün bir yıla yayılabilen, sürdürülebilir turizm yaklaşımını benimseyen ve rekabet üstünlüğü sağlayabilen alternatif turizm türlerinin olduğu alanlarda yoğunlaştığı görülmektedir.

 Bu noktadan hareketle, zengin ve çeşitli turizm kaynaklarına sahip olan Burhaniye ilçesinin çevreye zarar vermeyen, ekolojik dengeyi koruyan alternatif turizm potansiyeli belirlenmekte ve sürdürülebilir rekabet gücü olan turizm çeşitleri ortaya konulmaktadır.

Çalışmada, sürdürülebilir bir turizm anlayışı ile Burhaniye’de alternatif turizm türlerinin geliştirilmesi ve bu gelişimin avantajlarından ilçenin yararlanabilmesi için öneriler sunulmaktadır.

 Ülke ekonomilerinde ve toplumsal kalkınmada önemli yere sahip olan turizm, dünya ekonomisi için vazgeçilmez bir sektör haline gelmiştir.

 Bölgelerarası kalkınmışlık düzeylerini dengelemek, kaynakları etkin kullanmak, turist sayısını ve turizm gelirlerini artırmak amacıyla turizm faaliyetleri gittikçe önem kazanmıştır.

Bu avantajlarla turizm sektörünün makro anlamda ülke ekonomisine mikro anlamda ise bölge ekonomisine sağladığı katma değerleri ön plana çıkmaya başlamış ve alternatif turizm arayışları hızlanmıştır.

Dünyadaki gelişmeleri takip eden turizm sektörü, günümüzde çevresel kaynakların sürekliliğini sağlamayı amaç edinmiştir.

Sanayileşme ile birlikte bilimsel ve teknolojik gelişmeler, insan yaşamına olumlu etkiler sunarken, zamanla bu gelişmelerin yarattığı çevre kirliliği ve doğal kaynakların yok oluşu gibi olumsuz etkiler karşısında alternatif çözümlerin üretilmesi ve çevrenin korunması önem kazanmıştır.

Dolayısıyla doğal ve kültürel kaynakların etkili ve dengeli kullanımına önem verilmeye başlanmıştır.

 Bu yaklaşımla, Birleşmiş Milletler 1987 Brundtland Raporunda ekonomik, sosyal ve çevre politikalarının birlikte uygulanmasının esas alınarak çevreyi koruyan bir sürdürülebilir kalkınma önerisi oluşturmuştur.

 Doğal ve kültürel kaynaklara bağımlı olan turizm sektörü için de sürdürülebilirlik kavramı önemli hale gelmiştir.

 Doğal, tarihi, kültürel kaynakların korunması ve yenilenmesi, ekolojik dengenin, biyolojik çeşitliliğin zarar görmemesi ve gelecek nesillere devredildiği bir kalkınma biçimi olarak sürdürülebilir bir turizm anlayışı benimsenmiştir.

Ayrıca, şehirlerdeki ciddi çevre sorunlarından uzaklaşıp doğa ile iç içe olma düşüncesi, sürdürülebilir turizm etkinliklerinin artmasını sağlamıştır.

1980'li yıllardan itibaren deniz-kum-güneş üçlüsü olarak algılanan kitle turizmi, hızla yaygınlaşarak kendini yaratan kaynakları gittikçe tüketmeye başlamış ve çevresel, ekolojik, sosyal ve kültürel çevre üzerinde olumsuz etkilere neden olmuştur.

 Bu ortaya çıkan olumsuz etkiler karşısında turizm üreticileri ve tüketicileri  yeni arayışlara yönelmiş ve alternatif turizm arayışları hızlanmıştır.

 Alternatif turizm, deniz-kum-güneş üçlüsüne bağlı olarak kıyı kesimlerde yoğunlaşan kitle turizminin yarattığı olumsuz etkileri azaltmak ve klasik dinlenme turizmi dışında farklı taleplerin istek ve gereksinimlerini karşılamak amacıyla ortaya çıkmıştır.

Alternatif turizm ürünleri, turizm değerlerini koruyarak gelecek nesillere aktarılmasını sağlar ki bu yönüyle turizm, doğal yaşamı ve doğal çevreyi korumasıyla geleceği belirleme gücü kazanır.

 Kıyı turizminde büyük bir gelişme gösteren Türkiye’de turizm talebinin %90'ı deniz turizmine yönelik gerçekleşmektedir.

Ancak deniz turizminden yararlanmak, turizm faaliyetlerinin sadece 4-5 ay gibi kısa süreli olarak yaşanmasına ve yaz mevsiminde kıyılarda aşırı yoğunlaşması nedeniyle doğal kaynakların hızla yok olması, çevre kirliliği gibi sorunlara neden olmaktadır.

 Bu süreçte, Türkiye’nin kıyı turizmi ile birlikte sahip olduğu tüm değerlerini sürdürülebilir bir turizm potansiyeline dönüştürmesi ivme kazanmış ve alternatif turizm çeşitlerinin ortaya çıkmasıyla turizm varlıklarının korunarak kullanımı gündeme gelmiştir.

Dünya ve Türkiye’de yaşanan bu gelişmeler doğrultusunda Burhaniye’de alternatif turizm potansiyelinin, ilçenin sosyo-ekonomik gelişiminde ve dünyada hızla değişen turizm talebine uyum sağlamada etkin bir faktör olacağı ve ilçe turizminin gelişmesini sağlayacağı görülmektedir.

Bu çalışmada, Burhaniye’nin alternatif turizm potansiyeli değerlendirilmekte ve ilçenin alternatif turizm çeşitleri ile doğal ve sosyal çevrenin koruması, turizm faaliyetlerinin tüm yıla yayılması ve özellikle yerel halka öncelik vererek turizm gelirlerinin geniş kitlelere yayılmasını sağlayacak tespit ve önerilerin ortaya konulması amaçlanmaktadır.

 Kuzey Ege’nin turizm merkezleriyle rekabet edebilecek gücü olan Burhaniye, geniş turizm potansiyeline sahip olmasına rağmen bu potansiyeli yeterince değerlendiremeyen bir konumdadır.

Bu bağlamda, deniz-kum-güneş turizmine uygun kıyılarının yanı sıra diğer doğal kaynaklarının ve zengin tarihi, kültürel mirasının tanıtılması özellikle ilçenin imajı açısından büyük önem taşımaktadır.

İlçe, kıyı turizminin yanı sıra rekabet edebilirlik ölçütü olarak turizm çeşitlerini artırmalı ve farklı turizm çeşitleri ile uluslararası bir destinasyon haline gelmelidir.

Böylece ilçe, sürdürülebilir bir turizm stratejisine sahip olabilecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Kentleşmenin Yeni Bileşeni: Göç ve Turizm   Rotterdam, Hollanda’nın 750 bin nüfuslu bir şehri, dünyadaki modern mimarlık ürünleriyle ü...