BURHANİYE VE ALTERNATİF TURİZM
Dünyada hızla büyüyen turizm sektörü, ülkelerin kalkınmasında önemli rol
oynamakta ve hızlı bir şekilde geliştiği görülmektedir.
Değişen ve gelişen bir sektör olarak turizm, farklı ve alternatif ürünler
sunduğu sürece gelişimini devam ettirmektedir.
Dünyadaki gelişmelere paralel olarak Türkiye’de deniz kum-güneş üçlüsü ile
şekillenen kıyı turizminin yanı sıra birçok alternatif turizm çeşitleri dikkati
çekmektedir.
Ülkemize yönelik turizm talebinin sürekli bir gelişme
gösterdiği ve doğa ile uyumlu, bütün bir yıla yayılabilen, sürdürülebilir
turizm yaklaşımını benimseyen ve rekabet üstünlüğü sağlayabilen alternatif
turizm türlerinin olduğu alanlarda yoğunlaştığı görülmektedir.
Bu noktadan hareketle, zengin ve çeşitli turizm kaynaklarına sahip
olan Burhaniye ilçesinin çevreye zarar vermeyen, ekolojik dengeyi koruyan
alternatif turizm potansiyeli belirlenmekte ve sürdürülebilir rekabet gücü olan
turizm çeşitleri ortaya konulmaktadır.
Çalışmada, sürdürülebilir bir turizm anlayışı ile Burhaniye’de alternatif
turizm türlerinin geliştirilmesi ve bu gelişimin avantajlarından ilçenin
yararlanabilmesi için öneriler sunulmaktadır.
Ülke ekonomilerinde ve toplumsal kalkınmada önemli yere sahip
olan turizm, dünya ekonomisi için vazgeçilmez bir sektör haline gelmiştir.
Bölgelerarası kalkınmışlık düzeylerini dengelemek, kaynakları
etkin kullanmak, turist sayısını ve turizm gelirlerini artırmak amacıyla
turizm faaliyetleri gittikçe önem kazanmıştır.
Bu avantajlarla turizm sektörünün makro anlamda ülke ekonomisine mikro
anlamda ise bölge ekonomisine sağladığı katma değerleri ön plana çıkmaya
başlamış ve alternatif turizm arayışları hızlanmıştır.
Dünyadaki gelişmeleri takip eden turizm sektörü, günümüzde çevresel
kaynakların sürekliliğini sağlamayı amaç edinmiştir.
Sanayileşme ile birlikte bilimsel ve teknolojik gelişmeler, insan yaşamına olumlu
etkiler sunarken, zamanla bu gelişmelerin yarattığı çevre kirliliği ve doğal
kaynakların yok oluşu gibi olumsuz etkiler karşısında alternatif çözümlerin
üretilmesi ve çevrenin korunması önem kazanmıştır.
Dolayısıyla doğal ve kültürel kaynakların etkili ve dengeli kullanımına önem
verilmeye başlanmıştır.
Bu yaklaşımla, Birleşmiş Milletler 1987 Brundtland Raporunda
ekonomik, sosyal ve çevre politikalarının birlikte uygulanmasının esas
alınarak çevreyi koruyan bir sürdürülebilir kalkınma önerisi
oluşturmuştur.
Doğal ve kültürel kaynaklara bağımlı olan turizm sektörü için de sürdürülebilirlik
kavramı önemli hale gelmiştir.
Doğal, tarihi, kültürel kaynakların korunması ve yenilenmesi, ekolojik
dengenin, biyolojik çeşitliliğin zarar görmemesi ve gelecek nesillere
devredildiği bir kalkınma biçimi olarak sürdürülebilir bir turizm anlayışı
benimsenmiştir.
Ayrıca, şehirlerdeki ciddi çevre sorunlarından uzaklaşıp doğa ile iç
içe olma düşüncesi, sürdürülebilir turizm etkinliklerinin artmasını
sağlamıştır.
1980'li yıllardan itibaren deniz-kum-güneş üçlüsü olarak algılanan kitle
turizmi, hızla yaygınlaşarak kendini yaratan kaynakları gittikçe tüketmeye
başlamış ve çevresel, ekolojik, sosyal ve kültürel çevre üzerinde olumsuz
etkilere neden olmuştur.
Bu ortaya çıkan olumsuz etkiler karşısında turizm üreticileri ve
tüketicileri yeni arayışlara yönelmiş ve alternatif turizm
arayışları hızlanmıştır.
Alternatif turizm, deniz-kum-güneş üçlüsüne bağlı olarak kıyı
kesimlerde yoğunlaşan kitle turizminin yarattığı olumsuz etkileri azaltmak ve
klasik dinlenme turizmi dışında farklı taleplerin istek ve gereksinimlerini
karşılamak amacıyla ortaya çıkmıştır.
Alternatif turizm ürünleri, turizm değerlerini koruyarak gelecek nesillere
aktarılmasını sağlar ki bu yönüyle turizm, doğal yaşamı ve doğal çevreyi
korumasıyla geleceği belirleme gücü kazanır.
Kıyı turizminde büyük bir gelişme gösteren Türkiye’de turizm
talebinin %90'ı deniz turizmine yönelik gerçekleşmektedir.
Ancak deniz turizminden yararlanmak, turizm faaliyetlerinin sadece 4-5
ay gibi kısa süreli olarak yaşanmasına ve yaz mevsiminde kıyılarda aşırı
yoğunlaşması nedeniyle doğal kaynakların hızla yok olması, çevre kirliliği gibi
sorunlara neden olmaktadır.
Bu süreçte, Türkiye’nin kıyı turizmi ile birlikte sahip olduğu tüm
değerlerini sürdürülebilir bir turizm potansiyeline dönüştürmesi ivme
kazanmış ve alternatif turizm çeşitlerinin ortaya çıkmasıyla turizm
varlıklarının korunarak kullanımı gündeme gelmiştir.
Dünya ve Türkiye’de yaşanan bu gelişmeler doğrultusunda Burhaniye’de alternatif
turizm potansiyelinin, ilçenin sosyo-ekonomik gelişiminde ve dünyada hızla
değişen turizm talebine uyum sağlamada etkin bir faktör olacağı ve ilçe
turizminin gelişmesini sağlayacağı görülmektedir.
Bu çalışmada, Burhaniye’nin alternatif turizm potansiyeli
değerlendirilmekte ve ilçenin alternatif turizm çeşitleri ile doğal ve sosyal
çevrenin koruması, turizm faaliyetlerinin tüm yıla yayılması ve özellikle yerel
halka öncelik vererek turizm gelirlerinin geniş kitlelere yayılmasını
sağlayacak tespit ve önerilerin ortaya konulması amaçlanmaktadır.
Kuzey Ege’nin turizm merkezleriyle rekabet edebilecek gücü olan Burhaniye,
geniş turizm potansiyeline sahip olmasına rağmen bu potansiyeli yeterince
değerlendiremeyen bir konumdadır.
Bu bağlamda, deniz-kum-güneş turizmine uygun kıyılarının yanı sıra diğer
doğal kaynaklarının ve zengin tarihi, kültürel mirasının tanıtılması özellikle
ilçenin imajı açısından büyük önem taşımaktadır.
İlçe, kıyı turizminin yanı sıra rekabet edebilirlik ölçütü olarak turizm
çeşitlerini artırmalı ve farklı turizm çeşitleri ile uluslararası bir
destinasyon haline gelmelidir.
Böylece ilçe, sürdürülebilir bir turizm stratejisine sahip olabilecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder