AYVALIK ADI NEREDEN GELİYOR?
Ayvalık’ın adı birçok tartışmayı beraberinde
getirmektedir.
Bu tartışmalardan biri de Ayvalık isminin
nereden geldiğidir.
Ayvalık yeni bir yerleşimdir.
Adı konusundaki tartışmalar Osmanlı Döneminden
kalmadır.
Bu topraklarda zeytin ve zeytin sanayi hep öncelikli
olmasına rağmen, ayvanın adının hiçbir yerde, hiçbir tarihi belgede geçmemesine
rağmen neden adı Ayvalık’tı?
I- AYVALIK/KİDONİE/KYDONİA/KYDONEA/CYDONEA/CYDNİA
Birinci sav, Ayvalık adının “Ayva Ağacı”ndan
geldiğidir.
Burada anılan ağacın ‘Yabani Ayva Ağacı’
olduğunu özellikle belirtelim.
‘Türkiye’nin Ağaçları’ kitabında ayvanın
Latincesi Cydonia Oblonga’dır.
Gülgillerden (Rosaceae) ailesine mensup,
iki çenekliler (Dicotyledonae) sınıfına ait bir ağaçtır.
Kışın yaprağını döken, bir çalı ya da 6-7 metreye
kadar boylanabilen küçük bir ağaçtır.
Vatanı orta ve güneybatı Asya’dır.
Türkiye’de pek çok bölgede farklı türleri
yetişmektedir.
Çoğunluğunun Latince adı Cydonia
Vulgaris’tir.
Ayva 10 ila 1000 metre arasında, kumlu ve
geçirgen topraklarda yetişir.
Bu bilgilere göre Ayvalık’ta ayvanın yetişmemesi
için bir sebep görünmüyor.
Ayva tarihini incelediğimizde Asya’dan
Anadolu’ya gelmiş, MÖ.650 yıllarında Yunanistan’da yetiştirildiği
kayıtlara geçmiştir.
Daha sonra İtalya ve Avrupa’ya yayılmıştır.
Günümüzde Avustralya haricinde dünyanın her
ülkesinde ayva üretilmektedir.
Türkiye ise ayva üretiminde dünya
lideridir.
Bir zamanlar Ayvalık’ta ayva yetişiyor muydu
bilmiyoruz ama Rumların buradaki yerleşmeye birçok
belgede Kidonia demelerinden ve bu adı kullanmalarından yola
çıkarak buranın Türkçeleşmiş halinin daha 19. yüzyılın
sonlarında Aivaly-Aivali olarak Rumlar tarafından da kullanıldığını
ve buraya gelen fotoğrafçıların, gezginlerin eserlerinde rastlandığını
belirtmeliyiz.
Ayvalık adının, “Kidonia/Aivaly/Ayvalık”
şeklinde değişiminin Yunan İsyanından sonra kentte geri gelen
Rumlarla birlikte, buraya yerleşen Türklerin bir arada yaşamasıyla
gerçekleştiğini düşünmekteyiz.
Rumlar hep Kidonia’yı kullanmalarına rağmen,
Türklerin Ayvalık adını kelimenin anlamından yola çıkarak Türkçeleşmiş olarak
kullanmaları yanlış olmazdı diyebiliriz
Kentin tamamen Türk yönetimine geçmesinden sonra
ismin değiştiği varsayılabilir.
Ayvalık yönetimsel olarak, 1847 yılında Saruhan
(Manisa) ilinden, Hüdavendigar (Bursa) iline, 1867 yılında ise Karasi
(Balıkesir) iline bağlanmıştır.
Mübadele döneminde Ayvalıklı Rumların Atina’da
kurmuş olduğu derneğin adı“Ayvalıklılar Birliği”dir.
Derneğin ayda bir çıkan gazetesinin adı ise
“Kidoniakos Astir” yani Ayvalık Yıldızı’dır.
Ayvalıklı Rumlar göç etse de Kidonia ismini
yerleştikleri yerlere götürmüş ve yaşatmaya devam etmişlerdir.
II- AYVALIK/AYVADA/AYFADA/KİDONYA
Ayvalık’ta tur tekneleriyle adalar turuna
çıkarsanız, gemiciler bazen dalıp teknenin altından kumun
içinden Ayvada/Ayfada adında kalın kabuklu bir midye türü çıkarırlar.
Bir
çakıyla açtıkları Ayvada’nın üzerine limon sıkıp taze olarak yerler.
Balıkçılara, tekne kaptanlarına sorarsanız Ayvalık
adı Ayvada veya Ayfada’dan gelmektedir.
Yine Ayvalık adalarında özellikle Cunda (Alibey)
Adasının sığ yerlerinde, Badavut’ta kumun içinde yaşayan ve sadece Ayvalıklı
büyüklerimizin ustaca manevralarıyla çıkardığı Kidonya adındaki
midye türü, Ayvada gibi limon sıkılarak hemen tüketilmektedir.
Bu iki kabuklunun Ayvalık adıyla alakası dikkat
çekicidir.
Ayvalık’ın tarihi iki adı, iki midye türüne isim
babalığı mı yapmıştır, yoksa bu midyelerin ismi Ayvalık’a mı isim babalığı
yapmıştır?
III- KİDONA/KİDONİA/KİDONİAS/KİDONİES/KİDONİON
Ayvalık doğumlu İlias Venezis, Ayvalık için
“Eolya’nın Başkenti” demektedir.
Eolya Toprağı ismindeki romanı onun dünya çapında tanınmasına sebep
olmuştur.
Eolya-Aeolis- Aiolis tabirleri aynıdır.
MÖ.1200-800 yılları arasında tarihte
Balkan Göçleri veya Helen Göçü olarak anılan göçler gerçekleşir.
Önce İonlar kitlesel göçlerini gerçekleştirir ve
İzmir’in güneyinde İonya bölgesine yerleşirler.
Daha sonra Aioller göç ederek, Çanakkale civarında ve
Midilli adasında kentler kurarlar.
Buradan da Batı Anadolu’ya geçerek kent ve kentçikler
kurarlar.
Aiol göçleri daha çok kıyı kısmında kalır.
Aiolis Bölgesinin kuzey sınırı Gömeç-Ayvalık
sınırından başlamakta, güney sınırıysa İzmir’in kuzeyinde kalan kıyı
şeridi olarak belirtilmektedir.
Dolayısıyla Ayvalık ve çevresi antik Aiolis
Bölgesinin sınırlarındadır.
Ahmet Yorulmaz, Ayvalık’ın veya Kydonia’nın,
Midilli’nin Kidona köyünden veya
Girit’in Kidonies bölgesinden gelenler tarafından kurulmuş
olabileceğini bu yüzden bu adı aldığının varsayımlardan biri olduğunu
belirtmektedir.
Bu isimde başka yerleşimler olabileceğini düşünerek
Yunanistan’da benzer yer isimlerini araştırdığımızda birçok
yerleşimin olduğunu tespit ettik.
Bu yerleşimler ve bölgeleri aşağıdaki gibidir.
Yeni Kidonion / Skala Neon Kidonion /
Midilli (Ayvalık’ın karşısında)
Nees Kidonies / Eski(?) Kidonies / Midilli
(Yeni Kidonion’un yakınında)
Vrachonisida Kydonas / Kidonie
Island / Midilli ( Kidonion’un önündeki ada)
Kidonia (Köy) / Alexandria / İmathia / Yunanistan
Kidonia (Köy) / Aetolia-Akarnania / Yunanistan
Kidonias / Chania / Girit
Kidonias / Agia Pelagia / Girit
Kidonias / Iraklio / Girit
Kidonias /Aspropirgos / Yunanistan
Kidonias / Ilion / Yunanistan
Kidonias / Halandri / Yunanistan
Kidonias / Argiroupoli / Yunanistan
Kidonies / Magnissia / Yunanistan
Kidonies / Ahaya / Yunanistan
Kidonies / Grevena / Yunanistan
Kidonion / Rethymno / Girit
Kidonion / Atina / Yunanistan
Kidonion / Agii Anargiri / Atina / Yunanistan
Kidonion / Nea Ionia / Yunanistan
Kidonion / Nea Filadelfia / Yunanistan
Kidonion / Metamorfosi / Yunanistan
IV- KİTONİON/KYTONİON/KERTONOS/KİMİDENİA/KEMENTE
Xenophon "Onbinlerin Dönüşü" adlı yapıtında
antik bir kentten söz eder, "Kitonion" kentinden.
Bilinen, "Onbinlerin Dönüşü" yolunda
bir kıyı kenti bulunmadığıdır.
Antik Kitonion, Dursunlu
köyüyle Yukarıbey köyü arasındadır.
Dursunlu, Gömeç kazasına, Yukarıbey de
Bergama'ya bağlıdır.
Bu verilere göre antik kentin Ayvalık'tan
uzaklığı, zamanımız ölçütlerine göre en az 35 kilometredir.
Görülüyor ki bu açıklama pek tutarlı değil.
Kytonion
Kenti: Mysia-Lydia sınırına lokalize edilmektedir.
Bu kentin günümüzde Bergama ile Edremit
arasında, Kozak çayının yukarı kesiminde Asar (Kale) denilen yerde
olduğu düşünülmektedir.
Kytonion sözcüğü Helen dilinde, Çukur veya Çukur
Nesne anlamına gelen Kytos ile bağlantılı olduğu
sanılmaktadır.
Bilge Umar’ın “Türkiye’deki Tarihsel Adlar”
kitabında Kytonion olarak anılan kent, Ahmet Yorulmaz’ın
kitabında Kitonion olarak anılmaktadır.
Elimizdeki Ksenophon çevirisinde ise durum çok
farklıdır.
İlgili bölümü aşağıya aynen aktarıyorum: Buradan
Troia’ya yürüdüler ve sonra İda Dağını geride bırakıp ilk önce
Antandros’a ve sonra da deniz kıyısından ilerleyerek Mysia’daki Thebes ovasına
vardılar.
Sonra Atramytteion ve Kertonos içinden
yol alarak Mysia’daki Pergamon’da bulunan Kaikos ovasına ulaştılar.
Bu çeviriye göre Kitonion/Kytonion (kenti?)
Kertonos olarak geçmektedir.
Kertonos için; ifadeden de anlaşılacağı
üzere içinden geçilen bir yer anlatılmaktadır.
Yine bölgedeki Kestel Çayının antik adının
da Keteios olduğunu belirtelim.
Onbinler muhtemelen Kestel çayının yarattığı vadiden
geçerek Bergama’ya ulaşmışlardır.
İlias Venezis “Eolya Toprağı” isimli kitabında
Madra dağına ve eteklerine Kimidenia demektedir.
Dedesinin çiftliği de bu bölgededir.
Günümüzde Dikili sınırlarında olan Gökçeağıl
Köyünün eski adı Kemente’dir.
Köyün yaylası halen Kemente adıyla anılmaktadır.
Kemente, Kimidenia ismiyle bağlantılıdır.
Kidonion adının Kitonion ile benzerliği
tartışılmaz.
V- Aİ-VALLİN/AİVALY/AİVALİ
Ahmet Yorulmaz, bazı kaynaklarda Ayvalık adının,
“Ai-vallin” sözcüğünden gelmiş olduğunu söylemektedir.
Ai-vallin’in anlamı "Oturanların silahla
sürekli vurma tutkusunda olan yer" demekmiş…
Rum döneminde kaçakçılık faaliyetlerinin yoğun olduğu
bir yer olan Ayvalık isminin böyle bir anlamla anılmasından doğal bir şey
olamaz düşüncesindeyiz.
Bu düşüncemizi Ayvalık adının anıldığı bir
şarkının sözlerinde görmemiz bizi şaşırtmadı:
Haris Alexiou - Dyo Palikaria Ap' T'Aivali
AYVALIKLI İKİ DELİKANLI
Ayvalıklı iki delikanlı / Bali'nin yerine girdiler
Beraber Bali'nin yerine girdiler / İkisi de sevdalıydı
İki denizin içkisini içtiler / Ayvalıklı güzel bir
kadın için
İkisi de sevdalıydı / İki denizin içkisini
içtiler
Ayvalıklı güzel bir kadın için / İçki ve sigara
içip
Aşkı lanetlediler / İçki ve sigara içip
Aşkı lanetlediler / Ayvalıklı iki delikanlı
Bali'nin yerine girip / Rafta bardak bırakmadılar
Dükkândaki zarara karşılık / Yaşlı Bali'ye
Bir torba gümüşle altın verdiler / Dükkândaki zarara
karşılık
Yaşlı Bali'ye / Bir torba gümüşle altın verdiler
İçki ve sigara içip /Aşkı lanetlediler
İçki ve sigara içip / Aşkı lanetlediler
Aşkı lanetlediler
Ayrıca 20. yüzyılın başında çekilen Ayvalık
fotoğraflarında Aivaly/Ai-valy veya Aivali adlarını
görmekteyiz.
Bu fotoğraflar bölgede belli bir dönem yaşayan Fransız
Jean D. Contaxis tarafından 1900’lü yıllarda çekilmiştir.
Bu fotoğraflarda Contaxis kendinden ‘Editeur’
(Editör), Ayvalık için ise Aivaly adını kullanmaktadır.
VI- EĞRİ BUCAK/KÂFİR AĞILI/AYVALIK PEREKENDESİ
Ayvalık yöresiyle ilgili Eğri Bucak,
Kâfir Ağılı ve Ayvalık Perekendesi adlarını Türkler
kullanmaktadır.
Bu bilgileri Fotis Kondoğlu’nun ‘Vatanım Ayvalık’
kitabından öğreniyoruz.
Atilla Aker’in çevirisinden Ayvalık adıyla
ilgili olan bilgileri buraya aktarmayı uygun bulduk.
Şehir Anadolu sahiline kurulmuştur, tam
Dalyanın karşısına, başka bir deyişle yaz güneşinin batışını görür.
Yunancada Kidonya, Türkçede Ayvalık
denir, yani ayva memleketi, zira o zamanlar evleri kondurmadan önce
yabani orman hala vardı ve bu bölge silme yabani ayva ağaçlarıyla
doluydu.
Ayvalık’ın yarımadasından iki saatlik yol kadar
güneyde, tuzla ile Dikili arasında denize yakın, Kabakum denen
bir yer vardır.
Hıristiyanlar ilk önce buraya kulübelerini
diktiler, daha sonra da oradan kaçıp gittiler ve yarımadanın güneyine
yerleştiler, fakat iç denizde değil, dış
denizde, Sarımsaklı açıklarında.
Bu yere ‘Eğri Bucak’ diyorlardı, öyle görünüyor
ki Türkler bu isimle, yarımadanın iç denizi kucaklar gibi dönüp,
dağların arasına kapattığını demek istiyorlardı.
Ama fukaralar orada huzur bulamadılar,
çünkü korsanlar her gelişlerinde köylerini yakıp yıktılar, bunlar Berberiler,
Maltalılar ve daha birçoklarıydı.
Elbette Şeytan Sofrasının dış tarafından derin
bir tünel kazmışlardı ve korsanlar
kovaladıklarında oraya kapanıyorlardı.
Rahat yüzü görmeyince, yeni memleketlerini yine
bırakmaya karar verdiler.
Ve boğazın içine girerek, güvenli bir yer
aramaya başladılar sonunda bugünkü Ayvalık’ın yerini seçtiler, kulübelerinin
temellerini attılar, 1580’e doğru.
Yöre tamamen yabani ayva ve zeytin ağaçlarıyla
kaplıydı, bunların arasında köylerini meydana getirdiler, önce de dediğim gibi
Ayvalık ayva olan yer demektir.
Ayvalık kurulmadan önce, oradan bir
saatlik mesafede, Yörüklerden içerde, bir sigara içimlik mesafe önceden
yapılmış birkaç kulübe vardı.
Bu kulübelerde Hıristiyan çobanlar
oturuyordu ve Türkler buraya ‘Kafir Ağılı’ diyordu.
Sonra kalabalıklaştı ve köy oldu ve oraya Yeniçarohori/Yeniçeri
Köyü/ Küçükköy dediler.
Türkler bütün bu çevreye “Eğri Bucak, Kafir
Ağılı, Ayvalık perekendesi” gibi adlar taktılar.
Tahir
Sezen’in “Osmanlı Yer Adları” eserinde Ayvalık adı iki madde
halinde anılmaktadır.
Bu maddelere baktığımızda Fotis Kondoğlu’nun
vermiş olduğu bilgilerin doğruluğunu görmekteyiz.
1- Ayvalık maa Kâfir Ağılı
(Ayvalık’la beraber Kâfir Ağılı)
Saruhan Eyaletine bağlı Sancak (1845) / Hüdavendigâr
Eyaletine bağlı sancak (1847)
2- Ayvalık (Kidonya)
Karesi sonra Hüdavendigâr eyaletine bağı kaza (1867) /
Balılesir’e bağlı kaza (1924)
VII- GEZGİNLERE GÖRE AYVALIK ADI:
19. yüzyılda Ayvalık ve çevresini birçok gezgin
ziyaret edecektir.
Bunların bir kısmı misyonerlik faaliyetleri için
bölgeye gelecektir.
1818 yılında Ayvalık Akademisini ziyaret için
gelen İngiliz Evangelist Papaz William Jowett ziyaretini anlattığı
notlarda şu bilgileri aktaracaktır:
Ayvalık, Midilli adasının kuzey kısmı(?) ile
kasaba (Ayvalık) arasında uzanan Muskonisi adası (Cunda /Alibey)
karşısında yer alan bir beldedir.
Kentin Türkçe adı Ayvalık Rumca adı
ise Kdonia’dır.
Her ikisi de aynı ağaçları tanımlar.
Bu ad kente neden verilmiştir, bilmiyoruz.
Ancak burada, azımsanmayacak
oranda ayva ağaçları yetiştirilmektedir.
Zeytin ve zeytinyağı başlıca üretim
kaynağıdır.
Jowett 1818 yılında bölgede ayva ağacının olduğunu
söylemektedir.
Sanırız gelişen zaman içinde zeytin ve zeytine
bağlı diğer ürünlerin ticareti gelişince ayva ağaçları sökülüp yerlerine zeytin
ağaçları dikilmiş olabilir.
Yine 1818 yılında bölgeyi bir başka misyoner ve
gezgin ziyaret edecektir.
Charles Williamson Efes, İzmir ve
Menemen’i gezdikten sonra Ayvalık’a gelmiştir.
Gezgin kenti şu şekilde aktarmaktadır:
Ayvalık küçük bir körfezin kıyısında verimsiz
ve yüksek bir tepenin vadisinde yer almıştır…
Kasabanın güneybatısına doğru aralarında
yaklaşık bir saatlik mesafede manastır (Aya Nicholas Manastırı olmalı) yapılanmıştır.
Ne kasabada ne de yakın çevrede antik yapı
yoktur.
Kasabanın nüfusu, yönetici (voyvoda), hakim
(kadı) ve aileleri dışında tüm halk Rumlardan oluşuyordu ve sayıları 15-20.000
civarındaydı.
Kasabada sekiz kilise vardı, bazılarının iç
düzeni iyi değildi.
Ayvalık’ta peygamber Muhammed’in şerefine
başlarını göğe yükselten minareler yoktu.
Kasaba, zeytinyağının tamamının Padişahın
saraylarında
tüketilmesi konusunda zorlanıyordu.
Saray, zeytinyağı değerinin ancak yarısını
verecekti.
Halk ağır bir yükümlülük altına girecekti.
Williamson Ayvalık adı hakkında bir bilgi vermez ama
bu devirde buranın ana gelirinin zeytin ve zeytinyağı olduğunu anlıyoruz.
1818 yılında kentte cami yoktur…
Zeytinyağlarının tamamı saray tarafından hem de
fiyatın yarısına satın alınıyormuş.
Bu durum Rumların gelişen koşullarla birlikte
başka ticaretlere yönelmelerine sebep olmuştur.
Benzer örneği Osmanlı İznik çiniciliğinde
yaşamıştır.
Kaliteli çiniler üreten İznik, cami sayılarının
artmasıyla beraber gelen talebe yetemez olmuş, bir de Osmanlı’nın tek
fiyat belirlemesiyle üretim yapmak anlamsızlaşmış, önceleri kalite aşağı
düşmüş, ardından çini fırınları tek tek kapanmıştır.
Sonsözü Ahmet Yorulmaz’a bırakalım:
Filozofların da bu yerin adı konusundaki görüşlerini
vermek gerekir: Aioliki'nin (Eolya'nın) tahrif edilmiş biçimidir;
Aiolik kelimesinden türetilmiştir Ayvalık.
Türkler buraya daha Ayvalı ya
da Ayvalık demeden önce, bu kent için yazan yazarların
tümü de Kidonie diye söz etmişlerdir bölgeden.
Eolya: Mitolojiye göre, Edremit Körfezi'nden
İzmir'e kadar uzanan ve Midilli'yi de içine alan kıyıya yerleşmiş
bir soyun ülkesi.
Bu soydan olanlara Eoller ya da Eolyalılar denirdi.
Ayvalık anlamına gelen Kidonie ismi M.Ö.330'dan beri
süregelmekte.
Ancak ismin nereden kaynaklandığına dair bir
yanıt bulamıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder