AYVALIK VE KÜMELENME - 2
TURİZMDE KÜMELENME POTANSİYELİNİN
BÖLGESEL KALKINMAYA ETKİLERİ
Bölgesel dengesizliklerin nedenleri olarak kaynakların
bölgeler içerisinde eşit dağılmaması, bölgelerdeki sermaye yetersizliği ile
girişimcilik ruhu eksikliği gibi kültürel ve ekonomik özellikler sayılabilir.
Bölgesel dengesizlikler ekonomik, sosyokültürel ve
siyasal birçok olumsuzluklara neden olmaktadır.
Bunlardan bazılarını gelişmiş bölgelere göçlerin
artarak buralarda çarpık kentleşmeye yol açması, gizli işsizlik, bölgede
efektif talebin yetersizliği, altyapı yetersizliği, sosyal hizmetlerin
yetersizliği, toplumsal huzurun ve barışın bozulması, kır kent dengesinin
bozulması şeklinde sıralayabiliriz.
Son yıllarda bu olumsuzların giderilmesi için çeşitli
bölgesel kalkınma teorileri ortaya atılmıştır.
Bölgesel dengesizliklerin çözümü için teşvik
tedbirleri, kamu yatırımları, idari kararlar ve düzenlemeler ile kalkınma
ajansları gibi araçlar devreye sokulmuştur.
Son yıllarda adından sıkça söz ettiren kümelenme
kavramı, sınırlı kaynaklara sahip geri kalmış bölgelerin kaynaklarını daha
verimli kullanmasını sağlayarak, bölgesel dengesizlikleri ortadan kaldırmada araç
olarak kullanılmaktadır.
Kalkınma Bakanlığı tarafından 2011 yılı verilerine
göre yapılan İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sırası
Araştırması’na göre Çanakkale 0,5999 endeks değeri ile 14. sırada yer alırken Balıkesir,
0,4764 endeks değeri ile 22. sırada yer almaktadır.
TR22 Güney Marmara Bölgesi (Çanakkale ve
Balıkesir) ise 26 Düzey 2 Bölgesi içinde 10. sıradadır.
Bölgenin sıralamasının 2003 yılında yapılan
araştırmada da aynı olduğu görülmektedir.
İllerin rekabet edebilirlik seviyesini ölçen
URAK iller arası rekabetçilik endeksinde (2009-2010) Balıkesir, 22,39
endeks puanı ile Türkiye’nin en rekabetçi 23. ili; Çanakkale ise 19,25
endeks puanı ile en rekabetçi 33. ili olmuştur.
Bölgenin rekabet gücünü meydana getiren alt endeksler
incelendiğinde; Erişilebilirlik Endeksi payının Balıkesir’de yüzde 48,46 Çanakkale’de
yüzde 35,47 olduğu; Beşeri Sermaye ve Yaşam Kalitesi Endeksinin Balıkesir
için yüzde 23,09 Çanakkale için yüzde 23,95 olduğu görülmektedir.
Ticaret Becerisi ve Üretim Potansiyeli
Endeksinin Balıkesir’de yüzde 16,86 Çanakkale’de ise yüzde 17,31; Markalaşma
Becerisi ve Yenilikçilik Endeksi’nin Balıkesir’de yüzde 1,16 Çanakkale’de ise
yüzde 0,27 ile rekabet gücüne katkı sağladığı tespit edilmiştir.
Markalaşma
becerisi ve yenilikçilik, ticaret becerisi ve üretim potansiyeli ile beşeri
sermaye ve yaşam kalitesi endekslerinin bölgenin rekabetçilik düzeyine katkısı
görece zayıftır.
Bu
nedenle, bölgenin rekabetçilik düzeyinin ve sosyo-ekonomik gelişmişliğinin
artırılması için bölgede iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi ile sosyal
imkânların artırılmasına yönelik altyapının güçlendirilmesi gerekmektedir.
GMKA’nın
temel amacı; TR 22 Güney Marmara Bölgesi’nde iş ve yatırım ortamının
iyileştirilmesine, çevresel sürdürülebilirliğin sağlanmasına ve sosyal
imkânların zenginleştirilmesine katkı sağlayacak altyapının güçlendirilmesi
yoluyla sosyo-ekonomik gelişimin hızlandırılmasıdır.
TR22
Bölgesi’nde 2004 yılında tarım sektöründe yüzde 47 olan istihdam oranın 2013
yılına gelindiğinde yüzde 36,3’e kadar düştüğü görülmektedir.
Aynı
dönemde hizmet sektöründeki istihdam yüzde 36,8’den yüzde 44,4’e
çıkmıştır.
Yani
bölgede tarım sektöründeki istihdam oranındaki düşüşe paralel olarak hizmet
sektöründe bir artış gerçekleşmiştir.
Ancak
sanayi sektörü istihdam oranları ülke ortalamasının oldukça altındadır.
2004-2013
döneminde sanayi sektörü istihdamı yüzde 15,5’ten yüzde 19,3’e çıkmıştır.
Ancak
bu oranlar ülke ortalamasının oldukça altında yer almaktadır.
Örneğin;
2013 yılında Türkiye’de sanayi sektörü istihdam oranı yüzde 26,4’tür.
Bölgede
istihdam konusunda tarım sektöründen hizmet sektörüne bir kayma söz
konusudur.
Uzun
yıllardan beri bölgede istihdam konusunda önde gelen tarım sektörü, hizmet
sektöründeki gelişmeyle ikinci sıraya gerilemiştir.
Bu
durum bölgedeki istihdam profilinin değiştiğini göstermektedir.
Ancak
sanayi sektörü bu dönüşümden yeterince pay alamamıştır.
Kalkınmanın
motoru olarak nitelendirilen sanayi sektörünün toplam istihdam içindeki
payının yükseltilmesi için aktif istihdam politikalarının uygulanması
gerekmektedir.
Ayrıca,
bölgede kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 30,4 gibi düşük bir
seviyededir.
Türkiye’de
yüzde 25,3 olan genç işsizlik oranı bölgede de yüksek seyretmektedir.
Bu
sebeplerle, özellikle tarım sektöründen ayrılanlar, kadınlar ve gençler (15-
29 yaş) olmak üzere çalışma çağındaki nüfusun sanayi sektöründe istihdam
edilebilirliğinin ve istihdamının artırılması bölgenin dönüşüm sürecinin etkin
yönetilmesine katkı sağlayacaktır.
Toplumun
tüm kesimlerinin hayat standartlarının yükseltilmesi ve sahip olunan
potansiyelin değerlendirilerek daha nitelikli birey ve güçlü toplum
yapısına sahip olunması TR22 Güney Marmara Bölgesi’nin başlıca kalkınma
hedefleri arasında yer almaktadır.
Toplumun en kırılgan kesimlerinin güçlendirilmesi,
toplumun farklı kesimleri arasında dayanışmanın geliştirilmesi, toplumsal
hayata katılımda güçlük çeken dezavantajlı grupların ekonomik ve
sosyal hayata katılımlarının artırılması bütüncül bir toplum yapısı tesis
edilmesi açısından gereklidir.
Ayrıca, bölgenin kalkınmasında önemli bir role sahip
sivil toplum kuruluşlarının etkinliğinin artırılması toplumsal sorunların
işbirliği içinde çözümü, fırsatların değerlendirilmesi ve sosyal dayanışmanın pekiştirilmesine
katkı sağlayacaktır.
Bölgeler
arasında gelişmişlik farklarının azaltılması, dengeli büyüme ve
kalkınmanın sağlanabilmesi için turizm sektörüne önemli görevler
düşmektedir.
Ülkemiz
doğal zenginlikleri itibariyle zengin bir ülke olmakla birlikte bölgeler
arasında gelişmişlik farklılıkları olan bir ülkedir.
Son
yıllarda popüler bir kavram olan kümelenmenin turizm sektöründe uygulanması ile
kümelenme sonucunda oluşacak uzmanlaşma, işbirliği, sinerji ve
inovasyonla birlikte turizmin bölgesel kalkınmaya yapacağı etki süreci
hızlandırabilir.
Zengin
turizm potansiyeline sahip geri kalmış bölgelerde kümelenme sayesinde turizm
potansiyelinin verimli bir şekilde kullanılması sağlanarak, bölgenin kalkınma
hızı artırılabilir.
Bunun en güzel örneği; Sultanahmet Turizm Kümelenmesidir.
Bu
başarılı örneklerden sonra Türkiye’de bu alanda yapılan kümelenme
çalışmaları; MEVKA Bölgesi Turizm Kümelenmesi, Kapadokya Turizm
Kümelenmesi, Antalya Bölgesi Turizm Kümelenmesi, Muğla Turizm Kümelenmesi,
Mardin Turizm Kümelenmesi, Bolu Turizm Kümelenmesi’dir.
Bu
çalışmaların ortak noktası yapılan analizlerle bölgedeki turizm potansiyelinin
belirlenmesi ve bu potansiyelin kümelenme faaliyeti sonucunda nasıl aktif hale
getirileceği konusunda araştırılmalar yapılmasıdır.
Ülkemizdeki
turizm faaliyetlerine bakıldığında turizm çeşitliliğinin sağlanamadığı
görülmektedir.
Turizmle ilgili çalışmaların büyük bir bölümünün
Marmara, Ege ve Akdeniz Bölgeleri’nde yoğunlaşmış olması turizmde çeşitliğin
sağlanamadığını doğrular niteliktedir.
Oysaki geri kalmış bölgelerimizdeki turizm
potansiyeli, doğru tanıtım ve pazarlama faaliyetleri sonucunda söz konusu
bölgenin kalkınmasında lokomotif görevi üstlenebilir.
Bu potansiyeli kümelenmeyle birlikte aktif hale
getirilmesi halinde geri kalmış bölgelerdeki ekonomik kalkınma turizmin
yaklaşık 50-55 sektörü harekete geçireceği düşünüldüğünde çarpan etkisiyle
artacaktır.
Turizm kümelenmesinin bölge içinde kalkınma kutbu oluşturması, turizmden
elde edilen gelirlerin artmasıyla bölgesel gelirin artması, sektörün
verimliliğini artırması, sektördeki maliyetleri düşürmesi turizm ve
bağlantılı sektörlerin gelişmesiyle bölge içinde istihdamın artması, rekabet
gücünün artmasıyla daha fazla turistin bölgeye çekilmesi, sosyo-kültürel
kalkınma sağlaması turizm kümelenmesinin bölgesel kalkınmaya etkilerinden
birkaçıdır.
Turizmde
kümelenme potansiyelinin bölgesel kalkınmaya etkilerini ana başlıklar
halinde aşağıdaki gibi vermemiz mümkündür; Turizm Kümelenmesi Turistik
Destinasyonun Rekabet Gücünü Artıracaktır.
Kümelenmenin en temel amacı rekabet
gücünü artırmaktır.
Geri kalmış bir bölgede turizm kümelenmesi
çalışması uyguladığında daha önce yapılan analizlerde de görüldüğü gibi
bölgedeki turizm faaliyetlerinin kalitesi nitelik ve nicelik olarak
artacaktır.
Bu durum bölgenin diğer bölgeyle
rekabetini olumlu yönde etkileyerek turistlerin tercihlerini kendi bölgeleri
lehine değiştirecektir.
Böylece turizm kümelenmesinin rekabet
gücünü artırmasıyla beraber bölge daha fazla turist çekerek turizmden
kazanılan gelirleri artıracaktır.
Yapılan araştırmalarda turizmin 50-55
sektöre girdi alıp, girdi verdiğini ortaya koymuştur.
Bir sanat galerisine veya müzeye giren
bir yabancı turistin, yöre ekonomisine bıraktığı bir dolar bu ekonomide
çarpan etkisi yaratarak daha büyük bir hacimle bölge ekonomisinden çıkacaktır.
Zirveden aşağıya bırakılan bir kar topunun
dağın eteklerinde büyük bir yumağa dönüşmesi olarak açıklanan
ekonomide çoğaltan ve/veya çarpan etkisi bölge ekonomisinde de
görülecek ve yöredeki ekonomik kazanç ve refah artacaktır.
Turizm
Kümelenmesi Turistik Destinasyondaki İstihdamı Artıracaktır.
Bir turistik bölgede turizm
kümelenmesi ile yerel kuruluşlar ve STK’lar ile gerçekleştirilecek olan
bilgi alış-verişi, tecrübe aktarımı ve ağ kurma faaliyetlerinin frekansı
artacaktır.
Turizm kümelenme çalışmaları bölgede
turizm paydaşları arasında bir sinerji yaratacak ve benzer projelerde aynı
aktörlerin bir araya gelmesi kolaylaşacaktır.
Bölge turizmi ile ilgili yapılacak
çalşımalarda yörenin güçlü aktörleri ve STK’ların bir araya getirilmesi
sağlanacaktır.
Bu projelerin sürdürülebilirliği
noktasında proje ile sağlanabilecek başarı öyküleri de yörede birer çarpan
etkisi oluşturacaktır.
Ayrıca; turizm kümelenmesi sayesinde hem
girdiler hem de nitelikli işgücü temini kolaylaşacaktır.
Tedarikçi, kalifiye işgücü ve destekleyici
kurum ve hizmetlerin bulunması yeni turizm işletmelerinin kurulmasını teşvik
etmektedir.
Bilgi ve enformasyonun hızlı akışı,
ekonomik faaliyetlerin daha dinamik ve iş olanaklarının çoğalmasını
sağlayacaktır.
Bunun sonucunda bölgede turizm sayesinde
birçok iş imkanı meydana gelecek ve doğrudan istihdam edilen kişi sayısı
artacaktır.
Ayrıca turizmle bağlantılı diğer
sektörlerde de istihdam artacaktır.
Bunun en güzel örneği Sultan Ahmet Turizm
Kümelenme örneğidir.
Bu örnekte küme içerisinde çalışan
ortalama işgören sayısı 12’den 18’e çıkmıştır.
Turizmde domino etkisi olarak da
belirtilen bu süreçte turizm kümelenmesi sayesinde turizm ürününün kalitesi
artacak, bu durum ise bölgeye gelen turist sayısını artıracaktır.
Artan turist sayısı sayesinde işletmeler
daha fazla eleman istihdam etmek zorunda kalacaktır.
Turizm
Kümelenmesi Bölgesel Gelirin Artmasını Sağlayacaktır.
Ülkemizde
tam anlamıyla uygulanan ve sonuçlarını veren turizm kümelenmesi örneği
Sultanahmet Turizm Kümelenmesidir.
Sultanahmet
Turizm Kümelenmesi ile elde edilen kazanımlar ışığında gelişmekte olan
bölgelerimizde uygulanması muhtemel turizm kümelenmesi çalışmasıyla elde edilecek
kazanımlar tahmin etmek mümkündür.
Bu
çerçevede Sultanahmet Turizm Kümelenmesi sonucunda meydana gelen olumlu
sonuçlar incelendiğinde aynı kümelenme çalışmalarının geri kalmış
bölgelerimizde uygulanması durumunda bölgede gelir artışı meydana gelmesi
muhtemeldir.
Buna
göre Sultanahmet Turizm Kümelenmesi’nde üyelerinin yıllık ciroları 400.000
dolar’dan 1.000.000 dolara yükselmiştir.
Turistlerin
ortalama kalış süreleri 2 günden 3 güne çıkmıştır.
Turistlerin
günlük harcama tutarları ortalama 50 dolardan 80 dolara çıkmıştır.
Talepte
meydana gelen artışa paralel olarak otel odalarının ücreti 20 dolardan 40
dolara yükselmiştir.
1999
yılındaki olumsuzluklardan oldukça etkilenen Sultanahmet bölgesi başarılı bir
kümelenme politikası sayesinde Türkiye’nin en başarılı turizm kümelenmesi
örneği olmuştur.
Turizm
Kümelenmesi Bölgede Kalkınma Kutbu Oluşturacaktır.
Turizm katma değer yoluyla bölge
ekonomisine çok büyük katkıları olmaktadır.
Turistik ürünün milli gelir üzerinde yarattığı
katma değer etkisi, diğer sektörel üretimden yüksek olduğundan kalkınma için
büyük bir önem arz etmektedir.
Turizm sektörü taşıdığı özellikler nedeniyle 35
sektörle yakın bir ilişki içindedir.
Yani turizmin gelişmesi demek aynı zamanda bu
50-55 sektörün de gelişmesi anlamına gelmektedir.
Perroux tarafından ortaya atılan Kalkınma Kutbu
Teorisi’nin özünde, kalkınma potansiyeli olarak belirlenen sektörün desteklenerek
geliştirilmesi, o sektör sayesinde toptan bir ekonomik yükselme
sağlanabileceği temeline dayanmaktadır.
Ülkemiz açısında da düşünüldüğünde bazı
bölgelerimizin kalkınmasında turizmin çok önemli rolü olduğu açıktır.
Bunun yanında zengin turizm potansiyeline sahip
olup halen istenildiği seviyede kalkınamamış birçok bölgemizde vardır.
Turizm potansiyeli olup bunu kullanamayan
bölgelerimizde turizm öncü sektör olarak belirlenerek kalkınma kutbu oluşturulabilir.
Turizm Kümelenmesinin Bölgede
Sosyo-Kültürel ve Benzer Etkileri Görülecektir.
En çok enerji tüketen sektörlerden biri olan turizm,
son yıllarda enerji tasarrufu, doğal kaynakların korunması ve çevresel yönetim
gibi konulara ağırlık vermektedir.
Böylece turizm işletmelerinin, değişen tüketici tercih
ve beklentilerine uygun, çevreye saygılı ürünler sunabilmeleri ve tüketici
gözünde iyi bir imaj oluşturabilmeleri mümkün olmaktadır.
Son yıllarda turizm sektöründe de “ekolojik
işletmecilik” yaygınlaşmaktadır.
Bu işletme anlayışının temel kriterleri; doğal
çevreye bağlılık, ekolojik sürdürülebilirlik, katı atık yönetimi, çevresel
eğitim programlarının uygulanması, bölgedeki kültürel aktörlerle işbirliği ve
yöresel ekonomiye katkı sağlanılması olarak belirlenmiştir.
Turizm
sayesinde bölgede çevre bilincinin gelişmesine ortam hazırlanarak
sürdürülebilir bir çevre modeli gelişecek ve kalkınma sürecinin gelişmesine
neden olacaktır.
Bu çerçevede bölgede yapılan turizmde kümelenme
faaliyetleri birçok alanda yöre ekonomisine, sosyo-kültürel
yapısına katkı sağlayacaktır.
Örneğin; yerel halk evlerini pansiyon olarak yer
yabancılarına kiraya vererek gelir elde edecek veya büyük kent ve sanayi
merkezinde kazanılmış gelirlerin kırsal yörelere aktarılmasıyla hem ülke
düzeyinde hem de uluslararası düzeyde gelirin yeniden dağılımı sağlanacaktır.
Ayrıca bölgede turizm kümelenmesi ile sağlanılacak
istihdam ile yöre insanları yerinde istihdam edilerek büyük şehirlerin
yükü hafifletilecektir.
Yörenin sahip olduğu gelenekler ve
görenekler (örneğin yerel mutfaklar, yöresel kıyafetler vb gibi) bölge için
birer çekim unsuru olacak hatta bu unsurlarının zenginliği aynı
zamanda bölgenin de gelişim aşamalarını hızlandıracaktır.
Turizmin gelişmesi iyi hazırlanmış bir alt yapıya
bağlı olduğundan başta yörede yol, su, elektrik, kanalizasyon, otopark ve
haberleşme gibi fiziksel alt yapı hizmetleri gibi hizmetler turizm sektörünün
gelişmesine bağlı olarak gelişecek böylece yörede fiziksel alt yapı sorunu
da ortadan kalkacaktır.
Küme içerisindeki rekabetin ve işbirliği
içerisinde girme zorunluluğu inovasyonu özendirebilir.
Turizm kümelenmesi içerisinde teknoloji çok hızlı
yayılacaktır.
Zincir içerisinde bulunan birçok firma tüketicilerin
ihtiyaçlarını karşılayabilme kapasitesini artıracaktır.
Kümenin gelişmesiyle yeni firmaların kurulması ve
piyasaya girmesi özendirilerek bölgedeki turizm endüstrisi geliştirilebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder