AYVALIK ADALARI TABİAT
PARKI
Bu çalışmada ülkemizde Milli Park ve
benzeri statüdeki koruma alanlarından birisi olan “Ayvalık Adaları Tabiat Parkı
Uzun Devreli Gelişme Revizyon Planı” ele alınmış ve Türkiye turizm politikalarının
ana iskeletini oluşturan “Türkiye Turizm Stratejisi 2023 ve Eylem Planı
2013” çerçevesinde eleştirisel bir
değerlendirilmesi yapılmıştır.
Kuzey Ege’de Alibey Adası’nın bir kısmı
hariç Ayvalık’a bağlı 22 adanın 19’unu kapsayan Tabiat Parkı
17.950 ha’lık alanı ile 21.04.1995 tarih 6717 sayılı Bakanlar Kurulu kararı
ile koruma altına alınmıştır.
Çalışmanın amacı; koruma altına alınan
bu sahanın koruma öncesinde ve sonrasındaki sürecin
nasıl olması gerektiği konusuna yeni
bir yaklaşım getirmektir.
Türkiye, Turizm Stratejisi 2023 ve
Eylem Planı 2013 kapsamında doğal, arkeolojik, tarihi ve kültürel değerleri
koruma-kullanma dengesi içinde kullanmayı ve turizm alternatiflerini
geliştirerek ülkemizin turizmden alacağı payı arttırmayı
planlamıştır.
2023 yılında Türkiye’ye 50 milyon
turistin geleceğini, gelen turistlerin 50 milyar dolar
da gelir getireceğini tahmin edilmektedir.
Bu rakamlarla da Türkiye Dünya’da ilk 5
e gireceği tahmin edilmektedir.
Bu hedeflere ulaşabilme sürecinde Ayvalık ve benzeri destinasyonların önemi bir
kat daha artmaktadır.
Tabiat Parkı alanı çevresi ile birlikte
değerlendirildiğinde; sahip
olduğu kültürel ve tarihi eserler nedeni ile tarih turizmi, geleneksel yapı biçimi
ve tarzını devam ettiren hızlı ve çirkin yapılaşmadan en az etkilenen
bölgelerden biri olması sebebiyle kültür turizmi, restorasyonu yapılan kilise ve manastırlar
ile inanç turizmi, sahip olduğu koylar ve kumsallar nedeni ile deniz turizmi, zengin denizaltı
biyotası nedeni ile dalgıçlık, adaları ile bütünleşen
körfezin sahip olduğu eşsiz doğal güzellikleri ile tekne turu ve il bazında
yakın yerleşim birimlerinden gelecek ziyaretçilerin yüksek talebi
ile günübirlik kullanımı gibi alternatif etkinliklerin yapılması için uygun
olanaklara sahiptir.
Tabiat Parkı alanında koruma-kullanma
dengesinin sürdürülebilir olması, başta Tabiat Parkı sınırının doğal sınırlara
göre yeniden tanımlanmasına bağlıdır.
Ayvalık Adaları’nın tamamının koruma alanı
sınırları içine dahil edilmesi, yapısal gelişmelerin olumsuz etkilerinin en aza
indirilmesinde büyük rolü olacaktır.
Tabiat Parkı alanı içerisinde olumsuz
etkiye neden olan ve ekosistem bozulmalarına yol açan faaliyetler
(tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan kirlilik, yer altı suyunun aşırı kullanımı,
kaçak balık avcılığı, düzensiz turizm faaliyetleri, kanalizasyonların akarsuya
ve denize deşarjı, çöp dökümü, adalara kontrolsüz hayvan bırakılması ve sulak
alanların kurutulması) sürdürülebilir kullanımı tehdit eden
önemli unsurlardır.
Koruma alanının çevresinde yer alan
yerleşim birimlerinde görülen yapılaşma biçimi ve eğilimi koruma alanını ciddi
olarak tehdit etmeye başlamıştır.
Bu nedenle kaynak değerlerinin
korunarak, her türlü uygulamanın sorunsuz gerçekleştirilebilmesi
için alan sınırlarının katılımcılık ilkesi çerçevesinde değiştirilmesi yararlı olacaktır.
Çalışma Alanı
Ayvalık Adaları Tabiat Parkı alanı,
Batı Anadolu’daki Ege Bölgesi’nin kuzey kesiminde yer almakta
olup, Balıkesir ili Ayvalık ilçesi sınırları içerisinde kalmaktadır.
Tabiat Parkı’nın adını aldığı Ayvalık ilçesi,
Kuzey Ege’de Balıkesir iline bağlı, koylar, körfezler ve adalar arasında kurulu
bir yerleşimdir.
Kuzeyinde Gömeç, güneyinde Dikili,
doğusunda Bergama yer alır.
Ayvalık’ın yakın çevresi kuzeyde Bezirgan Deresi,
Gömeç ve Gümüşlü yolu; güneyde Altınova; doğuda Sazanlık Deresi, Hisar ve
Demirhan boğazları; güneybatıda da Kaplan Dağları’nın meydana getirdiği Sarımsak
Yarımadası ile doğal olarak çevrelenmiştir.
Yukarıda adı geçen ve Ayvalık’ı
çevreleyen tepeler çok
yüksek olmayan yeryüzü şekilleridir.
Yerleşim ise genel olarak eğimin az
olduğu sahalarda yoğundur.
Ancak Çamlık Mevkii ve dış mahallelerde
yamaçlarda da yerleşim
birimleri görülmektedir.
Ayvalık için “Adalar Kenti”
denilmektedir.
Cunda Adası hariç Ayvalık’a bağlı 22
adanın 19’u Tabiat Parkı içinde kalmaktadır.
Adalar ile kıyı şeklinin içe dönük
görüntüsü birleşince saha bir iç deniz gibi
algılanmaktadır.
Bu durum Ayvalık’ı korunaklı bir koy
haline getirmektedir.
Ayvalık Adaları Tabiat Parkı; Alibey
Adası (Cunda), Pınar Adası (Mosko-Kılavuz),
Çıplak Ada, Yellice Ada (Poyraz Ada), Güneş Adası, Maden Adası (Pirgos), Kız
Adası, Yumurta (Doğu) Adası, Balık Adası, Kara Ada, Hasır
Adası, Küçükmaden Adası, Güvercin Adası, Taşlı Ada, Yelken Adası (Ayiyalo),
Yalnız Ada, Yuvarlak Ada, Göz Adası, Yumurta
(Batı) adalarından oluşan 17.950 halık koruma alanıdır.
Bu alanın 1.930 hektarı orman, 1.179
hektarı hazine arazisi, 872
hektarı özel mülkiyet ve 13.969 hektarı denizdir.
Metot
17.950 ha lık bir alanı kaplayan
Ayvalık Adaları Tabiat Parkı Alanı’nda doğal, arkeolojik, tarihi ve
kültürel yönden çekici değerlerin korunarak, sürdürülebilir bir anlayış
ile gelecek nesillere aktarılmasını sağlayacak, koruma-kullanma dengesi içinde
yöre halkının kalkınmasına da olanak tanıyan
bir kullanma biçiminin oluşturulmasına katkıda bulunma amacını taşıyan bu
çalışma dört aşamada gerçekleştirilmiştir.
Alanın jeolojik, jeomorfolojik,
floristik, faunistik, arkeolojik, tarihi
ve kültürel değerlerine, yerleşim alanlarının mevcut durumlarına, demografik,
sosyo-ekonomik yapısı, fiziksel gelişme ve büyüme eğilimleri ile yerleşme
durumuna ilişkin tespit çalışmaları ile ön değerlendirme ve sorun
tanımlanması birinci aşamayı oluşturmuştur.
İkinci aşamada; elde edilen bilgilerin
ışığında alanın Tabiat Parkı ilan edilmeden önceki koruma ve kullanma durumu değerlendirilmiştir.
Üçüncü aşamada; Ayvalık Adaları koruma
altına alındıktan sonraki koruma kullanma durumu alan
çalışması ile belirlenmeye çalışılmıştır.
Dördüncü ve son aşamada ise koruma kullanma
dengesinin sürdürülebilir olması için “Türkiye Turizm Stratejisi 2023 ve Eylem
Planı 2013” doğrultusunda Tabiat Parkı ile ilgili
öneriler ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Bulgular
Ayvalık Adaları Tabiat Parkı’nda koruma
süreci nasıl başladığı ve bugüne
kadar hangi süreçlerden geçtiği önem taşımaktadır.
15.09.1992 tarihinde Doğa Koruma ve
Milli Parklar Genel Müdürlüğü uzmanları “Ayvalık Adaları’nın Tabiat Parkı”
olmasına ilişkin bir rapor hazırlamışlardır.
Hazırlanan bu ilk raporda ilgili sivil
toplum kuruluşları ve yerel yönetimlerin (Ayvalık ve Küçükköy belediyeleri)
görüşleri alınmamıştır.
Yani yörede yaşayan, karar sürecinden
en fazla etkilenecek olan, Ayvalık Adaları ile yakın çevresinin
doğal ve kültürel kaynaklarını kullanan kaynak kullanıcıları karar sürecine
hiçbir şekilde dahil edilmemiştir.
Bu raporda Ayvalık Adaları ve yakın
çevresinin niçin Tabiat Parkı olması gerektiği açıklanmaya çalışılmıştır.
Bu rapordan yaklaşık 1,5 yıl sonra da
Tabiat Parkı ilan edilme sürecinde çok önemli bir belge olan
“Ayvalık Adaları Tabiat Parkı Plân Notu” 17.02.1994 tarihinde
hazırlanarak, Bakanlar Kurulu’na gönderilmiştir. 30.03.1995 Bakanlar Kurulu
Kararı ile Türkiye’nin en büyük Tabiat Parkı ilan edilmiş, 21 Nisan
1995 Tarih ve 22265 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe
girmiştir.
Tabiat parkı ilanından önce yerel
düzeydeki kaynak kullanıcılarının görüşleri sorulmamış, planla ilgili bilgi
verilmemiştir.
Ayvalık’ ta 1995-2004 yılları
arasındaki Tabiat Parkı ile ilgili itirazların temel sebebi “katılımcılık ilkesi” nin
göz ardı edilmiş olmasıdır.
17.950 ha’lık bir alan kaplayan Ayvalık
Adaları Tabiat Parkı; doğal, arkeolojik,
tarihi ve kültürel kaynak değerleri korunarak, gelecek nesillere
aktarılmasını sağlayacak, koruma-kullanma dengesi içinde
yöre halkının kalkınmasına da olanak tanıyan bir kullanma biçiminin
oluşturulmasına katkıda bulunmak amacıyla koruma altına alınmıştır.
Ayvalık Adaları Tabiat Parkı’nın
taşımış olduğu doğal, arkeolojik, tarihi ve
kültürel kaynak değerleri eşsiz nitelikte olup, özellikle sahip olduğu adalar
Tabiat Parkı’nın en önemli kaynak değerlerini oluşturmaktadır.
Adalar ile birlikte adaların
çevrelediği körfezin oluşturduğu görsel peyzaj ayrı bir öneme sahiptir.
Tabiat Parkı’nda bir kısmı aromatik olmak üzere 752
bitki taksonu bulunmaktadır.
Bu bitkilerin 5 i endemiktir.
Ancak ne üzücüdür ki karar sürecinden
etkilenen yöre insanını yok farz eden Tabiat parkı ilanı
öncesi Ayvalık Adaları Tabiat Parkı ve yakın
çevresine dair ciddi anlamda bir bilimsel çalışma da yapılmamıştır.
Ayvalık Adaları’nın en önemli kaynak değerleri
arasında gösterilen floristik ve etnobotanik
özelliklerine yönelik bir değerlendirme çalışması TÜBİTAK’ ın desteğinde
1995-1999 yılları arasında yani
Tabiat Parkı ilanından sonra yapılmıştır.
Biz yukarıdaki bilgilere Tabiat Parkı
ilanından 4 yıl sonra bu çalışma sonuçlandığında
ulaşabiliyoruz.
Sahanın adalardan ve yarımadalardan
oluşan olağanüstü güzellikteki coğrafi peyzajını oluşturan jeolojik
ve jeomorfolojik özelliklerine yönelik detay bir çalışma park ilan edilmeden
düşünülmemiştir.
“Ayvalık ile Ören (Burhaniye) Arasının
Kıyı Jeomorfolojisi” adlı böyle bir
çalışma ancak park ilanından iki yıl sonra 1997 yılında ve “Ayvalık
Adaları Jeoloji Haritası 1/25.00” da 6 yıl sonra yapılmıştır.
Ayvalık, hem kent genelindeki mimari
açıdan özellikli tarihi yapılar hem de kentte var olan kiliseler
açısından Tabiat Parkı ilanından sonra pek çok araştırmaya konu
olmuştur.
Ayvalık’ta tarihsel dokunun korunması
ve turizm amaçlı kullanılmasına yönelik Tabiat parkı ilanı öncesine ait Kültür
ve Turizm Bakanlığı’nın çalışmasından (1984) başka bilimsel bir
çalışma maalesef mevcut değildir.
Ayvalık Adaları Tabiat Parkı ve yakın
çevresinin arkeolojik kaynak değerlerine ilişkin ilk önemli çalışma da Beksaç
tarafından “1998 Yılı Balıkesir İli Ayvalık, Gömeç, Burhaniye ve Edremit İlçelerinde
Pre-Protohistorik Yerleşmeler Yüzey Araştırması” adlı çalışma olarak yapılmış ve
2000 yılında da yayınlanmıştır.
Jeolojik, jeomorfolojik, klimatik, floristik,
faunistik, hidrografik, arkeolojik, tarihi ve kültürel açıdan ciddi bilimsel
çalışmalar yapılmadan bir yerin kaynak değerleri
hakkında öngörülerde bulunarak, o sahanın koruma altına alınmış olması
tartışılabilir bir durumdur.
Ayvalık Adaları Tabiat Parkı Uzun
Devreli Gelişme Plânı Analitik Etüt Raporu, o dönemdeki adıyla Milli Parklar Av ve Yaban
hayatı Genel Müdürlüğü tarafından 2001 yılında özel bir firmaya hazırlatılmıştır.
Aynı firma bir yıl sonra (2002) 2873
sayılı yasa gereği sahada yapılabilecek faaliyetlerin belirlenmesi amacıyla
Ayvalık Adaları Tabiat Parkı Uzun Devreli
Gelişme Plânı’nı, 3 yıl sonra da Ayvalık Adaları Tabiat Parkı uzun Devreli Gelişme Plânı Hükümleri’ni
hazırlayınca 12.02.2004 tarihinde plan hükümleri yürürlüğe
girmiştir.
Uzun devreli gelişme planının temel
amacı; koruma statüsü verilen alanda, kaynak
değerlerinin devamlılığını sağlayacak, koruma-kullanma dengesinin tesis
edilerek, korunan alanlar ile etkileşim halinde
olan bölgede yaşayan halkın sosyoekonomik kalkınmasına olanak verecek arazi
kullanım kararlarının belirlenmesidir.
Plan çalışmaları öncesinde yapılan
tespitlerde doğal yapının düzensiz
kullanım nedeniyle tahrip olmaya başladığı ve bu kullanım sonrasında Tabiat
Parkı’nda tespit edilen sorunların çözüme kavuşturmak amacı ile “Ayvalık Adaları
Tabiat Parkı 1/25 000 Ölçekli Uzun Devreli Gelişme Planı”
hazırlanmıştır.
Uzun Devreli Gelişme Planı
hazırlanmadan önce yerel düzeydeki kaynak kullanıcılarını,
bu planın ne anlama geldiği konusunda yeterince bilgi verilmemiş,
görüşleri sorulmamış, genel eğilimlerini belirleyebilecek bir çalışma
yapılmıştır.
Maalesef Tabiat Parkı ilan süreci
öncesinde olduğu gibi “Plan
Kararları” hazırlanmadan önce de “katılımcılık ilkesi” göz ardı edilerek,
benzer bir süreç yaşanmıştır.
Karar sürecinden etkilenen yöre insanı
bu süreçte söz sahibi olmak istemiş, ama yetkililere sesini duyuramamıştır.
Ayvalık Belediye Başkanlığı tarafından
13.07.2004 tarih ve 681 sayılı yazısı ile o günkü adıyla Çevre ve Orman Bakanlığı’na
sunulmak üzere Ayvalık
Adaları Tabiat Parkı Uzun Devreli Gelişme Plân Hükümleri’ ne itiraz dilekçesi hazırlanarak, gönderilmiştir.
Ayrıca Belediye Başkanlığı tarafından 14.07.2004 yürütmenin durdurulması
talebi ile dava açılmıştır.
Ayvalık’ taki yerel yönetimlerin ve
STK’ların Kaymakamlık, Valilik ile Çevre ve Orman İl Müdürlüğüne yapmış
oldukları yoğun itirazlar üzerine Balıkesir Valiliği harekete geçmiş ve Vali Yardımcısı
başkanlığında tüm ilgi grupları kapsayacak şekilde geniş katılımlı bir toplantı
yapılmasını sağlamıştır (18.07.2004).
Ancak bu toplantıya katılan sivil
inisiyatif, Plan Hükümleri’nin Valilik bünyesindeki
yetkililer tarafından değiştirilmesinin mümkün
olmayacağını anlayınca 11.08.2004 tarihinde sivil bir komisyon olarak ayrıntılı
bir rapor hazırlayarak, Bakanlığa ve kamuoyuna sunmuştur.
Balıkesir Çevre ve Orman İl Müdürlüğü,
Tabiat Parkı için hazırlanan plan hükümlerini uygulayabilmek
için 2007 yılı Haziran ayı içerisinde “Ayvalık Adaları Tabiat Parkı
Alan Kılavuzu Eğitim Semineri” hazırlamış
ve uygulamıştır.
Ayvalık Adaları Tabiat Parkı’ndaki
ekoturizm etkinliklerinin belirlenen esaslar çerçevesinde
yapılabilmesi için yörede yaşayanlar arasından belirlenen adaylara, Ayvalık
Adaları Tabiat Parkı’nın kaynak değerleri ve etkinlik
esasları çerçevesinde eğitim verilmiş, yapılan sınav sonucunda 33 kişi alan kılavuzluğu
sertifikası almaya hak kazanmıştır.
2004 yılı Ayvalık Adaları Tabiat Parkı
Uzun Devreli Gelişme Plân Kararlarına itirazlar bütün şiddetiyle devam ederken,
söz konusu bu plan 20.08.2009 tarihinde revize edilerek, “Ayvalık Adaları Tabiat
Parkı Uzun Devreli Gelişme Revizyon Planı” adıyla 2873 sayılı Milli Parklar
Kanunu’nun 4. maddesine istinaden onaylanarak yürürlüğe girmiştir.
Yöre insanı henüz 2004 yılı plan
Hükümleri’ni içine sindiremezken, bu süreçte
Tabiat Parkı içerisinde tüm alanın “Mutlak Koruma Zonu” olarak ilan edilmesi
ile birçok mülkiyet sermayedarların lehine el değiştirmişken böyle bir revize
planın gelmesi hiç şüphesiz yöre insanın kafasında, “Tabiat Parkı Planı, 2009
yılında revize edilerek uygulanmaya çalışılan plan ile sermaye gruplarının
hizmetine açılmak istendi” sorusunu gündeme getirmiştir.
Çünkü daha önce olduğu gibi 2009 yılı
Tabiat Parkı Revizyon Planı oluşturulurken de katılımcılık ilkesi tamamıyla göz
ardı edilmiştir.
Bu revizyon planı da oluşturulurken;
- Yerel yönetimlerin görüşü
alınmamıştır.
- Yereldeki ilgili kamu kurum ve
kuruluşlarının görüşü alınmamıştır.
- Konuyla ilgili sivil toplum
örgütlerinin, kooperatiflerin, meslek odalarının, derneklerin, çevreye duyarlı
oluşumların görüşü alınmamıştır.
- Yörede yaşayan halkın görüşü
alınmamıştır.
- Yörede geçimini zeytincilikle
sağlayan mülk sahiplerinin görüşü alınmamıştır.
- Yörede geçimini balıkçılıkla sağlayan
insanların görüşü alınmamıştır.
- Tabiat parkında tekne turları
düzenleyen tekne sahipleri ve ilgili Ayvalık Su Ürünleri Kooperatifi’nin
görüşü alınmamıştır.
- Tabiat Parkı içinde dalış yapan Dalış
Okulları’nın görüşü alınmamıştır.
- Parkta gözlem yapan Aykuş (Ayvalık
Kuş Gözlem Topluluğu) gibi sivil kuruluşların
ve alan kılavuzlarının görüşü alınmamıştır.
- Sporla uğraşan grupların görüşü
alınmamıştır (Yelken
kulübü ve Körfez Doğa Sporları Grubu gibi).
Kısacası konuyla ilgili hiçbir kurum,
kuruluş ya da kişiyle görüşülmeden karar alınarak uygulamaya konulmak
istenmiştir.
Halkın ve yerel ilgililerin görüşleri
alınmadan böyle bir planın hazırlanmış
olması düşündürücüdür.
“2009 yılı Ayvalık Adaları Tabiat Parkı
Uzun Devreli Gelişme Revizyon Planı” nın iptali ve yürütmenin durdurulması
istemi ile dört kişi tarafından bireysel olarak; Pateriça Ada Doğasını Kültürel
Hayatını Yaşatma ve Dayanışma Derneği ile GÜMÇED Edremit Şubesi tarafından
dernekler olarak, Ayvalık ve Küçükköy belediyeleri de yerel yönetimler olarak
Orman ve Su İşleri Bakanlığı aleyhine dava açmışlardır.
TMMOB’un da müdahil olduğu davada
Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı vermesi üzerine 19 Temmuz 2011’de
Danıştay Hâkimleri ile birlikte Danıştay’ın belirlediği bilirkişiler Tabiat
Parkı’nı incelemek üzere Ayvalık’a gelmişlerdir.
Danıştay Hâkimleri ile birlikte
Danıştay’ın belirlediği bilirkişiler tarafından hazırlanan raporunda etkisi ile
2012 yılında Danıştay 20.08.2009 tarihinde yapılan Ayvalık Adaları Tabiat Parkı
Uzun Devreli Gelişme Revizyon Planı’nı kesin olarak iptal etmiştir.
Planın iptali ile özetle, Tabiat Parkı
bütünü içinde manzara bütünlüğünü, biyoçeşitliliği ve endemik türlerin
varlığını tehdit edecek ölçekte bir “otlatma” faaliyetine izin
verilmesinin önüne geçilmiştir.
2009 tarihli planlama hükümlerine “bölgeleme
kriterleri arasına mülkiyet kriteri” eklenerek
2004 tarihli planda öngörülen ve (özellikle
Alibey Adası’nda ve Hakkıbey ile Sarımsaklı yarımadalarında bulunan) mutlak
koruma alanlarının “sınırlı kullanım alanlarına” dönüşmesinin önüne geçilmiştir.
Kıyı, kumul ve kaya vejetasyonların
bulunduğu alanlarda mutlak koruma alanlarından çıkarılması yoluyla
Tabiat Parkı’nı tanımlayan manzara bütünlüğü ilkesine uyulmaması önlenmiştir.
Hakkıbey ve Sarımsaklı yarımadalarında
yer alan orman alanlarının mutlak koruma kapsamından
çıkarılarak sınırlı kullanım alanları olarak belirlenmesi suretiyle Ayvalık
Adaları Tabiat Parkı’nın oluşturulmasının ana gerekçelerinin
ortadan kaldırılması çabası önlenmiştir.
Ayvalık Adaları Tabiat Parkı alanı
içerisinde yapıların ve tesislerin kitle büyüklüğü ve kat yüksekliğine ilişkin
sınırlarının kaldırılması, Tabiat Parkı bütününde yapılaşma biçimi
konusunda da sınırlamanın
kaldırılması önlenmiştir.
2004 tarihli plan ile yapılması zorunlu
çalışmalar gerçekleştirilmeden ve uygulama programları hazırlanmadan tekne
tur ve güzergâhlarının sayı ve uzunluklarının
arttırılmasının önüne geçilmiştir.
2004 tarihli planın aksine 2009 tarihli
revizyon planı ile yaya
tur güzergahlarının ciddi biçimde azalması önlenmiştir.
Böylece 2004 yılı planında restorasyonu
süren Ayışığı Manastırı’nın bulunduğu yerin yaya güzergâhı yolu ile
erişiminin kısıtlanması ve taşıt trafiği ile erişiminin güçlendirilmesini
amaçlayan 2009 tarihli planın
yürütmesi durdurulmuştur.
Ayışığı Manastırı 2004 yılı mutlak
koruma alanında kalırken ve
yalnızca müze olarak kullanılması mümkün iken 2009 revizyon
planında sınırlı kullanım alanına ayrılarak, istenilen
her fonksiyon yüklenebilir hale dönüşmesine set çekilmiştir.
Manzara seyir noktalarının ve
günübirlik kullanım alanlarının sayı ve
yerlerinin değiştirilmesi önlenmiştir.
Danıştay’ın iptal ettiği hükümleri,
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın temyiz etmesi nedeniyle dava hala devam
etmektedir.
2009 yılı Ayvalık Adaları Tabiat Parkı
Uzun Devreli Gelişme Revizyon Planı 27.02.2012 tarih ve 50441 sayılı soru
önergesi ile TBMM’ne de taşınmıştır.
Orman ve Su İşleri Bakanı’nın
cevaplaması istemi ile verilen yazılı
soru önergesine Bakanlık “Gelişme Planı, Tabiat Parkı’nın korunması,
devamlılığının sağlanması ile alanda
yaşayanların talepleri ve uygulamada yaşanan sorunların giderilmesi maksadıyla
revize edilmiştir.” demektedir.
Ancak Bakanlık bugüne kadar alanda yaşayanların
taleplerine yönelik bir çalışma içerisinde bulunmadığından bu cevabi yazı
inandırıcı olmamıştır.
Bütün bu gelişmeler yaşanırken Ayvalık
Adaları Tabiat Parkı’na ilişkin “Ayvalık Adaları Tabiat Parkı
Ekonomik Analizi” adlı yeni bir çalışma Ağustos 2013 tarihinde
yayınlanmıştır.
Bu çalışma, Tabiat Varlıklarını Koruma
Genel Müdürlüğü, Küresel Çevre Fonu ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı
işbirliği ile yürütülen “Türkiye’nin Korunan Alanlar Sisteminin
Güçlendirilmesi:
Deniz ve Kıyı Koruma Alanlarının
Sürdürülebilirliğinin Kolaylaştırılması” projesi kapsamında gerçekleştirilmiştir.
Ayvalık Adaları Tabiat Parkı’nın
Ekonomik Analizi adlı bu çalışma ile; Bölgenin sağladığı deniz ürünleri ve
hizmetleri hakkında farkındalığın
artırılması,
- Bölgenin ekosistemini ve buna bağlı
olarak ekonomisini tehdit edecek unsurlara dikkat çekilerek bölgenin
sürdürülebilir kalkınmasına katkıda
bulunulması ve
- Bölgenin ekonomik gelişimi ve
potansiyeli açısından deniz hizmetlerinin önemine dikkat çekilerek ve bölgedeki
muhtemel gelir getirici faaliyetleri ve mekanizmaları ön
plana çıkararak bölge için geliştirilen iş planına katkı sağlanması
amaçlanmıştır.
Ayvalık Adaları Tabiat Parkı ile ilgili
olumsuzlukların ve spekülasyonların devam ettiği Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
tarafından 4 Ekim 2013 tarihinde hazırlandığı iddia edilen Ayvalık Adaları
Tabiat Parkı Plan Raporu taslağında yer alan bilgilerden kolaylıkla
anlaşılmaktadır.
Yine yerel yönetimler ve ilgili sivil toplum
kuruluşlarının görüşü alınmadan hazırlanan taslak rapora göre; koruma altındaki
adaların mutlak koruma kapsamının düşürülmek suretiyle yapılaşmaya açılacağı ve
Tabiat Parkı alanı içinde yenilenebilir enerji projeleri ile ilgili olarak özel
bir madde getirilerek, ekosistem değerlendirme raporuna göre
değerlendirileceğinin belirtilmesi yöre insanını kaygılandırmaktadır.
Henüz Danıştay tarafından yerel
yönetimler ve ilgili STK lehine verilen karara ilişkin dava kesin
olarak sonuçlanmadan aynı hükümleri içeren yeni bir planın yapılmasının doğru bir koruma
yaklaşımı olmayacağı aşikardır.
Ayvalık Belediye Başkanlığı bu taslak
plan raporuna da 15.11.2013 tarihinde değişiklik düşünülen tüm maddeleri tek
tek ele alarak itiraz etmiştir.
Tartışma ve Sonuç
Ayvalık Adaları Tabiat Parkı ilan
edildiği tarihten bu yana, 18 yıl (1995-2013) geçmiş olmasına rağmen, yerel
düzeydeki yönetici ve kaynak kullanıcılarına (turizm, tarım, hayvancılık ve
balıkçılık faaliyeti ile uğraşanlar) süreç ile ilgili bilgilendirme ve
yönlendirme toplantılarının yapılmamış olması sürecin işleyişinin önündeki en büyük
engeldir.
Ayvalık Adaları Tabiat Parkı’nın bu
şekliyle koruma statüsüne alınması ve “Uzun Devreli Gelişme
Planı” nın da aynı mantıkla hazırlanması doğru bir uygulama olmamıştır.
Çünkü çok geniş bir saha “Mutlak Koruma
Alanı” kapsamına alınmış olup bu sahalar yasaya göre bilimsel amaç dışında
kullanılması mümkün olmayan alanlardır.
Bu durum uygulamada bir dizi problemi
beraberinde getirmiştir.
Burada olması gereken plan büyük olasılıkla revize
plana yakın bir plandı.
Yani Ayvalık Adaları Tabiat Parkı ilan
edilirken “Mutlak Koruma Alanları”, Sınırlı Kullanım Alanları” ve
“Kontrollü Kullanım Alanları” daha katılımcı bir anlayışla belirlenmiş olsaydı,
bugün bu sorunların büyük bir kısmı yaşanmazdı.
Tabiat Parkı içindeki özel mülklerin
büyük bir çoğunluğu el değiştirdikten sonra böyle bir revizyonun yapılmış
olması ister istemez akla
başka soruları getirmektedir.
1995 yılında Tabiat Parkı ilanında ve
2004 yılında uygulamaya konulan Plan Kararları’nda göz
ardı edilen “katılımcılık ilkesi” 2009 yılında yapılan revizyon planında
mutlaka dikkate alınması gerekirdi.
Önümüzdeki süreçte eğer bir revizyon
planı yapılması söz konusu ise karar sürecinden
etkilenecek tüm bileşenler bu planın bir parçası olarak yer almalıdır.
Tüm tarafların görüşlerinin alındığı ve
Parkı korumayı esas alan bir plana yöre insanı her zaman
destek olma niyeti taşımaktadır.
Burada gerek Tabiat Varlıklarını Koruma
Genel Müdürlüğü ve gerekse Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü
ivedilikle Ayvalık Adaları Tabiat Parkı ilanından
bugüne kadar geçen koruma sürecinde gerek ekonomik,
gerek sosyal ve gerekse kültürel kayıpları olan kişi ya da kurumları belirleyip,
mağduriyetlerinin giderilmesi yönünde çalışmalar yapması süreci olumlu yönde
etkileyecektir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’ da
Ayvalık’ı da içine alan “Troya
Kuzey Ege Kültür ve Termal Turizm Gelişim Bölgesi” kapsamında Ayvalık
destinasyonunun Türkiye turizminde pazar payını arttırmak için Ayvalık’ ı bir
turizm kenti olarak yeniden yapılandırmalıdır.
Hatta Kültür ve Turizm bakanlığı
Ayvalık Körfezi ve yakın çevresini kentsel ölçekte
markalaşma, turizmin çeşitlendirilmesi, mevcut
turizm alanlarının rehabilitasyonu başlıkları altında ele alarak, turizm gelişim bölgeleri
ve koridorları ile ekoturizm bölgeleri kapsamına
alarak yatırımlarını buna göre planlamalıdır.
Tabiat parklarımız içerisinde en geniş
alan kaplayan Ayvalık Adaları Tabiat Parkı taşımış
olduğu eşsiz nitelikteki doğal, kültürel, tarihi ve
arkeolojik değerleri ile bu süreçte önemli rol oynayacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder